Açık yüreklilikle ve övünerek söyleyebiliriz ki ülkemiz tarihi ve doğal güzellikler açısından çok önemli bir noktadadır. Ülkenin dört bir yanına eşsiz güzelliklerde günümüze ışık tutan tarihi kentler bulunmaktadır. Örnek vermek gerekirse, İstanbul’da gidip herhangi bir yeri kazsak sanırım bir şeyler çıkar, yerin altından o derece tarih barındıran bir ülkedeyiz. Tam 78 tane antik kent bulunmaktadır. Bunların büyük çoğunluğu eski zamanlarda ticaretin genel olarak deniz kıyısında olmasından dolayı genellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde bulunmaktadırlar. Hatta gönül ister ki, zamanı ve maddiyatı ayarlayıp, motora atlayıp antik kentlerden oluşan bir ülke turu yapacaksın. Eminim ki unutulmayacak bir gezi olacaktır.
Alacahöyük, Çorum
foto: eba.gov.tr
Höyük çok farklı katmanlara ve tarihi zamanlara ev sahipliği yapmaktadır. Burasının bir özelliği de tanrıçaya ithaf edilen ve tarımı güçlendirmek adına inşa edilen tarihin ilk barajlarından birisinin bulunmasıdır. 1240 yıllarına kadar gitmektedir geçmişi. Höyük’de Frig, Bizans, Roma gibi çeşitli medeniyetlere ait kalıntılar bulunmuştur. İlk kazı çalışmaları ise Atatürk’ün kendi sağladığı maddi yardım ile başlamıştır.
Efes Antik Kenti, İzmir
Burası antik kent denildiğinde eminim akla ilk gelen yerlerden birisidir. Efes, İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunmaktadır. Tarihi ise milattan önce 6000′ lere kadar gider. Hristiyanlık açısından da önemlidir. İncil’de adı geçen, ve Hz. İsa’nın yardımcılarının bulunduğu bir kaç kentten birisidir. Aslında burayı 3 farklı döneme göre değerlendirmek gerekir. Bunlar; Neolitik, Helenistik ve Roma dönemleridir. Ama genel olarak günümüzde bir çok kişi helenistik ve roma dönemi eserlerini görmektedirler. Efes antik kenti, aslında büyük bir ticari hacme sahip antik kenttir, ama menderes nehrinin getirdiği alüvyonlar ile liman dolmaya başlamış ve gerilemiştir. Liman için temizleme çalışmaları İmparator Hadrian tarafından yaptırılsa da durum engellenemez. Ulaşımı gayet kolay biryerdedir. İzmir’den selçuk merkeze trenle gidip oradan da minibüsler ile gayet ulaşabilirsiniz.
Truva Antik Kenti, Çanakkale
foto: basin.kultur.gov.tr
Truva antik kenti Unesco Dünya Mirası listesinde bulunup, ülkemiz açısından çok önemli bir yerdedir. Bölgedeki en erken yerleşim katmanı m.ö 3000’e kadar dayanmaktadır. Buranın özelliği ise kesintisiz olarak 3000 yıldır üzerinde bir yerleşim bulunmasıdır, dolayısıyla tarihi kayıt altına almak adına önemli bir yerdedir. Burasının da kaderi Efes ile Milet antik kentlerinin makus talihi ile aynı olmuştur. Karamenderes nehrinin getirdiği alüvyonlar limanı kapatmış ve kentin önemini yitirmesine sebep olmuştur. Buranın bir diğer önemi ise destanlara konu olmuş olan Truva savaşı ve o savaşta kullanılan tahtadan yapılma at. Savaş Homeros’un İlyada destanına konu olmuştur. Truva atının hikayesi ise şehre ele geçirmek isteyen taraf, Truvalılara bu atı hediye eder ve hediyeyi kabul edenler at’ın içindeki askerlerden habersizlerdir ve bu durum onların sonu olur, yağma başlar.
Ani Antik Kenti, Kars
foto: kars.gov.tr
Kent, Kars merkezine 42 km uzaklıkta bulunmanktadır. Buluduğu yer dolayısıyla ticarete ve şehri savunmaya elverişli bir konumdadır. Bundan dolayı bir cazibe merkezi olmuştur diyebilir. Ayrıca ipek yolunun da buradan geçmesi, burasının bir bağlantı görevi görmesi kente çok büyük katkı sağlamıştır. Ve kültürel ve dini motiflerin de bir arada bulunduğu çok önemli bir yerdir. Zamanının Ermeni hükümdarlarının ve sonrasında Selçukların yaptırdığı yapılar bir arada görülebilmektedir. Camiler, kiliseler ve katedraller bir aradadır. 4500 metre uzunluğunda 8 metre yüksekliğinde surları olan bir kentmiş Ani. Yakınındaki su kaynakları ve sahip olduğu konumu ile Ani, ortaçağda hep önemli bir yere sahip olmuş.
Hattuşaş Antik Kenti, Çorum
foto: Zeynel Yeşilay
Burası bir Hitit kentidir. Çorum merkezine yaklaşık 80 km uzaklıktadır. Zamanında Hitit devletinin merkez noktasıydı ve başkentiydi. Ayrıca Unesco Dünya Mirasları listesinde de bulunmaktadır. İlk olarak dünyaya adının duyurulması 1834 yılında yabancı bir arkeolog tarafından gerçekleştirilmiş, ve ağırlıklı olarak yine yabancı arkeologların çalışmaları bir çok alan ve eser gün ışığına çıkartılmıştır ve kent günümüzdeki görünümüne kavuşmuştur. Yapılan kazılarda ayrıca farklı dönemlere ait bir çok kalıntıya rastlanmıştır, bunlar; Frig, Asur, Hitit, Hatti, Bizans, Galat ve Roma döneminden kalma kalıntılardır. Kentte bir çok yazıt, kabartma eserler, çivi yazıları ve kale,kapı, tapınak gibi büyük önemli yapılar bulunmaktadır. En önemlilerinden biri ise tarihteki ilk anlaşmalardan Mısır ve Hititler arasında yapılan Kadeş antlaşmasının metni burada bulunmuştur ve şu anda İstanbul Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.
Herakleia Antik Kenti, Muğla
foto: flickr.com
Kent Beşparmak dağları, yani eski ismiyle Latmos dağının eteklerine kurulmuştur. Bafa’nın Kapıkırı köyünden rahatlıkla ulaşılabilir. Zaten köye gittiğiniz anda antik büyük yapıları, tapınakları fark edeceksiniz. Kent zaman içinde farklı hükümdarların, ailelerin egemenliği altına girmiştir. Yalnız görmek isterseniz rehbersiz bulma şansınız çok çok düşük, o yüzden yerel bir rehber eşliğinde rahatça kaya resimlerini ve hristiyanlığın erken dönemlerine ait freskleri görebilirsiniz.
Göbeklitepe, Şanlıurfa
foto: tr.wikipedia.org
Göbeklitepe, kent olmaktan çok bir külttür. Toplanma alanı, yaşam merkezi gibi bir yerdir. Kent olmasa da kentlerin önünü açmış, tarihimize tam anlamıyla ışık tutmuş bir yerdir. Önemi ise bildiğimiz tarihi değiştiren bir özelliğe sahip olmasıdır. Şu andaki çalışmalara göre medeniyetimizi yaklaşık 12.000 yıl öncesine götürmekte. Göbeklitepe, bugüne kadar avcı toplayıcı insan toplulukları hakkındaki fikirlerimizi değiştirecek derece önemli bilgiler barındırır.
Milet Antik Kenti, Aydın
foto: tr.wikipedia.org
Kent, Aydın’ın Didim ilçesinin kuzeybatısında bulunmaktadır. Didim günümüz yunanlıların atalarının yaşadığı bölge olan İyonya’nın kıyısında antik bir tapınak kentidir. Kent Apollo tapınağını barındırır. İsmini yunancadaki ikiz manasına gelen “didyma” kelimesinden almaktadır. Bazı bilim insanları bu ismin bölgede bulunan ikiz Apollo ve Artemis tapınaklarından geldiğini düşünür. Helenik dünyanın en tanınmış kehanet şehridir.
Knidos Antik Kenti, Muğla
foto: mehmethekim.com
Muğla’nın Datça ilçesinde bulunan bir antik kenttir. Bu kentin özelliği ise bilime, sanata önem vermesi ve bu alanda önemli insanlar yetiştirmesidir. Astronomi ve matematik alanında ünlü bilim insanı Eudoksus, tıp bilim insanı Euryphon, ressam Polygnotos ve dünyanın yedi harikasından biri olan İskenderiye Feneri’nin mimarı Sostratos da buralıydı. Ayrıca şehir yönetimi Pers’lerin istilasından korktukları için yarım adayı tamamen ada haline getirmek isteyip başarısızlıkla sonuçlanan bir projeye kalkışmışlardır. Bir çok Helenistik ve Roma antik kentinde olduğu gibi burada da çeşitli tiyatrolar ve tapınaklar bulunmaktadır.
Çatalhöyük, Konya
foto: kulturvarliklari.gov.tr
Çatalhöyük neolitik döneme kadar uzanan antik bir kenttir. Akdeniz bölgesindeki ilk şehirlerdendir ve şu ana kadar neolitik döneme ait en iyi korunmuş yerleşimdir. Konya’nın güneydoğu bölgesinde yer alan Çatalhöyük’ün nüfusunun 10,000’e ulaşmış olduğu tahmin edilir. Binalar birbirine oldukça yakın olarak kurulmuştur.
Zeugma Antik Kenti, Gaziantep
foto: gto.org.tr
Zeugma, eski Commagene krallığındaki 4 önemli yerleşim yerlerinden biridir. Bölge ismini Fırat nehrine köprü oluşturan bir dizi tekneden yani Zeugma’dan alır. Bölge Büyük İskender’in generallerinden biri olan Seleucus Nicator tarafından kurulmuştur. Nüfusunun en yoğun olduğu dönemde, 80,000 insan barındırdığı söylenir. Günümüz şehri Gaziantep bölgesinde yer almaktadır.
Sardes Antik Kenti, Manisa
foto: Sinan Doğan
Burası hayatımıza büyük bir sıkıntıyı, “parayı” getiren antik kenttir. Şakayı bir yana bırakırsak, burası paranın ilk basıldığı Lidya kentidir. Manisa’da bulunup, İzmir’e de 80 km uzaklıktadır. Kalıntıları gidip görmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Kalıntılar büyük oranda sağlam kalmıştır ve çevresinde hala büyük yapılar görebilirsiniz. Eskiden değerli taş madeni burada önemli bir yere sahipmiş, bu durum kuvars ile hala devam etmekte. Tapınak, kütüphane, kral mezarı gibi büyük yapılar sapasağlam ayakta durmaktadırlar. Kaynaklara göre ünlü kral yolu buradan başlar.
Pergamon Antik Kenti, İzmir
foto: biblicalarcheology
İzmir’in Bergama ilçesinde bulunur ve Unesco Dünya Mirası listesindedir. Pergamon Krallığının da başkentiydi. Kentte bir çok devasa yapı bulunmaktadır. Bunlar tapınak, tiyatro, kütüphane, sur gibi yapılardır. Pergamon krallığının ardından milattan sonra 4. yüzyılda Roma devletinin hükümdarlığı altına girmiştir. Kentin ortaya çıkarılması ise bir tesadüfe dayanır. İzmir’e demiryolu için gelen Alman mühendislerin dikkati sonucu kent ortaya çıkar ve sonrasında Alman arkeologlar çalışmaları sürdürür sonrasında ise bir çok büyük ve önemli eser Almanya’ya götürülür. Kazı çalışmaları hala sürmektedir, hatta yanılmıyorsam geçen 2014 Kasım ayından 2020′ ye kadar kentin bir kısmı kazı çalışmaları için kapatılmıştı.
Magnesia Antik Kenti, Aydın
foto: flickr.com
Kent, Aydın’ın Germencik ilçesinde bulunmaktadır. Anadolu’ya gelen Magnet’ler tarafından kurumulmuştur kent. Ve çevresindeki Menderes nehrinin sürekli yerini değiştirmesi ve dolayısıyla kente zarar vermesi yüzünden ve Pers saldırılarına önlem olarak kent daha yükseğe taşınmıştır. Yeni yerinde ise daha düzenli, planlı inşaa edilen kent, eskisine göre daha iyiydi. Çevresindeki Priene, Ephesos ve Tralleis gibi kentlerin de sayesinde ticaretini ilerletti.
Laodikeia Antik Kenti, Denizli
foto: kültürvarliklari.gov.tr
Denizli’nin kuzeyindeKİ kentin tarihi m.ö 5500 yıllarına dayanmaktadır ve 7. yüzyıla kadar da aktif yerleşime sahip olmuştur. Burası gerçekten çok büyük bir antik kent, uzaktan tiyatrosunu görme imkanım olmuştu, gerçekten çok büyük bir tiyatroydu. Kentteki su sistemi ise çok iyi düşünülmüştü. Yürüdüğünüz yerin altında suyun akabilmesine imkan veren bir boru sistemi vardı. Anadolunun en büyük stadyumuna ev sahipliği yapmakla beraber, çeşitli sayılarda tapınakları, hamamları, agoraları bulunmaktadır.Ayrıca Hristiyanlık için de çok önemlidir çünkü bir hac merkezidir ve İncil’de adı geçen kilise burada gün ışığına kavuşturulmuştur.
Assos Antik Kenti, Çanakkale
foto: arkeolojihaber.net
Kaynaklara göre Assos antik kentinin geçmişi m.ö 6. yüzyıla kadar gidiyor. Kent deniz kıyısında bir kent, denize dik olarak inşa edilmiş. İlk kazı çalışmaları Amerikalı arkeologlar tarafından 1880’li yıllarda başlamış ve günümüze kadar devam etmektedir. Antik kentte bir çok devasa yapı bulunmaktadır. Bunlar; Agora, Surlar, Athena Tapınağı, 900 yıl boyunca kullanılmış Nekrapol ve Amfi tiyatrodur. Ayrıca son çalışmalara göre Anadolu’daki en eski meclis binası da burada kurulmuştur.
Xanthos Antik Kenti, Muğla
foto: tursab.org.tr
Kent, Fethiye’de bulunmaktadır. Hemen 4 km ilerisinde ise Letoon antik kenti bulunmaktadır. Antik Likya’nın yönetim merkezidir ve çok önemli bir yerdir. Kentin tarihi m.ö 8 yüzyıla kadar gitmektedir. Sırasıyla Pers ve sonrasında ise Roma egemenliğine girmiştir. Bundan sonra ise Bizans imparatorluğunun hükümdarlığı altına girmiştir. Sırasıyla gelen uygarlıkların, beraberlerinde getirdikleri kültürel ve tarihi mirasları, bu kentin gelişmesine ve farklı bir görünüm kazanmasını sağlamıştır. Kent Unesco Dünya Mirası listesine alınmıştır.
Nikomedia Antik Kenti, İzmit
foto: gelarabul.com
Kent, İzmit Körfezinde, Bitinya kralı 1. Nikomedes tarafından kurulmuştur. Farklı hükümdarlar kentte bulunsa da, kent bir süre sonra Roma imparatorluğunun kontrolü altına girdi. İlginç olan şey ise Roma’nın düşmanı olan Kartacalıların ünlü komutanı Hannibal, hayatının son demlerini burada geçirmiş ve burada intihar etmiştir.
Aizonai Antik Kenti, Kütahya
foto: tr.wikipedia.org
Kent, Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde bulunmaktadır.Kentin geçmişi 3000 yıl öncesine kadar gitmektedir. Bölge Helenistik dönemde Bergama ve Bitinya’nın egemenliği altındayken sonradan Roma İmparatorluğunun hükmü altına girmiştir. İlk kazılar 1926 yılına dayanıp günümüze kadar çeşitli aralıklarla devam etmiştir. Şehirde büyük antik yapılar bulunmaktadır. Son zamanlarda tanıtımı daha iyi gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Ayrıca şehir dünyanın en eski borsalarından birini de barındırmaktadır.
Olympos Antik Kenti, Antalya
foto: olymposdeepgreen.com
Genel olarak çoğu antik kentlerde görüldüğü üzere burası da bir liman kentidir, hemen deniz kıyısındadır. Helenistik dönemde kurulmuştur. Şehirde genel olarak Helenistik dönem, Roma dönemi ve Likya’lıların özellikleri görülmektedir. Zaman zaman korsanların şehri kontrol altına almasından sonra bir Roma komutanı şehri korsanlardan temizlemiş ve daha yaşanılabilir bir yer haline getirmiştir. Şehrin adına ait Likya paraları basılmıştır. Ve bence görülmesi çok keyifli bir yerde bulunuyor Olympos, hem doğanın, hem tarihin keyfini çıkarıp burayı gezebilirsiniz.
Kaynak: Geziko