Yeşil Burun Adaları, ülke ekonomisi için hayati önem taşıyan turizmi canlandırma çabaları kapsamında, Batı Afrika’da yer alan takımadaları ziyaret etmek isteyen Avrupa Birliği vatandaşlarını vize alma zorunluluğundan muaf tutacak.
Ada ülkesinin başbakanı Ulisses Correia e Silva, Skift’e başkent Praia’dan telefonda yaptığı açıklamada, AB pasaportu sahipleri için vizesiz ziyaret uygulamasının 2018’de başlamasının planlandığını söyledi. Correia e Silva, söz konusu vize muafiyeti uygulamasının, gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) bu yıl için öngörülen %5 oranından daha hızlı bir şekilde büyümesini sağlamak için, aralarında devlete ait olan ve zor durumdaki havayolu şirketinin özelleştirilmesinin, ülkedeki havalimanlarının idaresinin iyileştirilmesinin ve ihraç etmek için tarım ürünlerinin yetiştirilmesinin yer aldığı bir dizi tasarının bir parçası olduğunu belirtti: “En baskın sektör, turizm sektörü ve bizler, adaları bir turizm noktası olarak geliştirmek adına güçlü yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, tüm yatırımlarımızı turizm alanına kaydırmış olmamak için ekonomimizi çeşitlendirme arzusunu taşıyoruz.”
Atlantik Okyanusu’nda yer alan ve bazıları plajlarla çevrili 10 ana adadan oluşan ülkede yaklaşık 550,000 kişi yaşıyor ve ülke geçtiğimiz yıl içerisinde yaklaşık olarak aynı sayıda turisti ağırladı. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi’nin verilerine göre turizmin 2016 yılında ülkenin GSYİH’ine katkısı %44 civarında gerçekleşti.
Geçtiğimiz yıl seçilen Correia e Silva hükümeti, 2021 yılına kadar büyüme oranını %7’ye çekmeyi planlıyor ki bu oran, son olarak, ülkeye gelen ziyaretçi sayısını ciddi derecede düşüren 2008 küresel mali krizinden önce görülen bir büyüme oranı olma özelliğini taşıyor. Uluslararası Para Fonu (IMF)’nun verilerine göre 2015 yılına kadar geçen altı yıllık süreçte ekonomik büyüme, yıllık bazda ortalama %1.3 seviyesine kadar geriledi.
Correia e Silva, birkaç hafta önce gerçekleştirilen bakanlar kurulu toplantısında, yabancıların Yeşil Burun Adaları’nda yatırım yapmalarına yönelik, aralarında yerleşim izninin de bulunduğu mali teşvikleri onayladığını belirtti ve açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü: “Bu hamle, sadece turizm için değil, ayrıca yatırımcıların, akademisyenlerin, kültürün, bilimin ve teknolojinin hareketliliğini kolaylaştırmak için gerçekleştirilmiş bulunuyor.”
Correia e Silva, ülkenin en büyük probleminin, oldukça yüksek düzeylerde seyretmekte olan ve esasen Afrika Kalkınma Bankası’ndan, Dünya Bankası’ndan ve Portekiz’den alınan kalkınma kredilerinden oluşan dış borç stoku olduğunu belirtti. Yeşil Burun Adaları, 1975 yılında Portekiz’den ayrılarak bağımsızlığını ilan etmişti. Correia e Silva: “Borçlardaki faiz oranları düşük, ancak bu borçlar birer engel olmayı sürdürüyor. Stratejimiz, borç stokunu daha sürdürülebilir seviyelere çekmek.”
Ülkenin dış borcu, geçtiğimiz yıl GSYİH’in yaklaşık %63’üne karşılık gelmekteydi. Bu oran, IMF’nin risk eşiği olan %50’nin üzerinde ve 2020 yılına kadar %59’a düşeceği öngörülüyor.
Correia e Silva, devletin sahibi olduğu TACV Cabo Verde Havayolları’nın pratikte iflas etmiş durumda olduğunu ve özelleştirileceğini belirtti. Şirketin faaliyette bulunmayan bir adet uçağı bulunuyor. Hükümet geçtiğimiz Ağustos ayında Icelandair Group HF’yi, şirketin idari ortağı olarak belirledi.
Hükümetin, bu takımada ülkesini bir havacılık üssü olarak konumlandırmaya yönelik planlarının bir parçası olarak, havalimanlarını idare etmek için kalkınma ortakları edinmeye yönelik bir arzusunun bulunduğunu söyleyen Correia e Silva, bu ortaklığa dair açıklamalarda bulundu: “Şu an iktidarda olan hükümet iş başı yaptığında, bu havayolu şirketinin yeniden yapılandırılması gerektiği açıkça ortadaydı. Bizler, TACV’nin sermayesine katılımların gerçekleşebilmesi için bu ilişkiyi geliştirmek istiyoruz.”
Hükümet ayrıca turizmi tesis odaklı bir modelden, ülkenin idaresi altındaki her bir adanın farklı olanaklar sunduğu bir sektöre kaydırma umudunu taşıyor. Correia e Silva, Sal ve Boavista adalarının plajlarının bulunduğunu, diğer adaların ise macera dolu deneyimler sunabileceğini söyledi. Ayrıca, turizmin, tarımda ülkenin iç talebini karşılamaya dayanan bir sistemden, ziyaretçilere hizmet veren; daha iyi bir dağıtım ağına, adalar arası ulaştırmaya ve lojistiğe ihtiyaç duyan bir sisteme doğru evrilme sürecini mümkün kıldığını belirtti.
Correia e Silva, son olarak, Yeşil Burun Adaları’nın ayrıca, adalarda kolayca yetiştirilen, papaya meyvesi gibi niş tarım ürünlerinin Avrupa’ya ihraç edilmesine yönelik fırsatların arayışında olduğunu da sözlerine ekledi.
Kaynak: Skift