Son dönemde artan Otobüs ile Avrupa turlarını Türkiye’ye ilk getirenlerden Caner Durukan ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle hoşgeldiniz, ziyaretçilerimize kendinizi biraz tanıtabilir misiniz ?
Ankara doğumluyum. İçimdeki keşfetme merakıyla üniversite yıllarımdan beri yurtiçi ve yurtdışında bir çok gençlik projesinde yer aldım. Bir çoğumuzun içinde olan gezme merakımı sahibi olduğum Interbus markasıyla birleştirerek seyahat etmeye gönül veren bir çok arkadaşa seyahat etmenin aslında bir lüks değil bir ihtiyaç olduğunu ve kısıtlı bütçelerle bir çok ülke ve şehrin rahatlıkla gezilebileceği fikrini aktarmaya çalışıyorum.
Bize biraz Interbus hakkında bilgi verebilir misiniz?
Interbus yerli bir marka. Her ne kadar kağıt üzerinde sahibi ben gözüksem de markanın sahibi yaklaşık on yıldır Interbus yapmış tüm katılımcılarımız. Interbus’ı kurmadan önce yurtdışında bir çok programda yer aldım ve özellikle Avrupa’da aslında ülke ülke gezmenin sanıldığı kadar zor olmadığını gördüm. İnsanlar Avrupa’da schengen bölgesi (vize muafiyeti) sayesinde rahatça gezebiliyorlardı. Bu olaydan bir şekilde ülkemiz gençliği de yararlanmalı diye düşündüm. Seyahat etmenin insana bir çok şey kattığını öğrendim. Özellikle önyargı, özgüven, gönüllülük gibi konularda ülkemiz gençliğinin buna ihtiyacı vardı. Sonuç olarak insanlar otel rezervasyonu, tur programı, vize işlemleri gibi konularda zorlanıyordu bundan yaklaşık on yıl önce.. Interbus da bu ihtiyaçlar doğrultusunda çıktı ve bugün Interbus yapacak bir kişinin sadece websitemizden başvuru yapması ve tur günü geldiğinde valizini hazırlaması yeterli oluyor.
Interbus olarak sektördeki hedefiniz ve konumunuz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Interbus sürekli genişleyen bir aile. Bunun yanında Interbus özel bir konseptle tek seferde neredeyse tüm Avrupa’yı otobüsle gezmenizi sağlayan bir program olarak çıktı. Bunu yaparken ekstra tur ücreti mantığını da ortadan kaldırmış olduk. Önceden insanlar bir kaç ülkelik tura 500 euro veriyorsa turdayken de bir 500 euro harcamak zorunda bırakılıyordu. Biz bunu ortadan kaldırdık. Dolayısıyla bu durum özellikle gezmeyi seven bir çok genç arkadaşımızın ilgisini çekti. Şuanda bu konsepte ilerleyen turlar arasında lider konumdayız. Turizm sektöründe güven çok önemli bu yüzden emin adımlarla ilerlemeyi tercih ediyoruz.
Geleneksel turizm, deneyim turizmine doğru evrildiğini gözlemliyoruz. Interbus bu gelişme karşısında nasıl konum alıyor?
Aslında bu konuda hatırı sayılır bir noktada olduğumuzu düşünüyorum. Bir insanı 3 gece 4 günlük bir tura çıkarırsan bu geleneksel turizm olur ama aynı kişiyi ülkemizin her noktasından gelen farklı kültürlere sahip insanlarla dolu bir otobüse koyup 20 gün gezdirirsen bu başlı başına büyük bir deneyimdir. Uzun seyahat edince insan sadece bir noktadan bir noktaya gitmiyor, kendine doğru da bir yolculuk yapıyor aslında. Interbus yapan binlerce arkadaşım oldu, şuanda dünyanın hangi noktasına giderlerse gitsinler hiçbir zorluk çekmeyeceklerini biliyorum. Çünkü bu yolculuk size her türlü deneyimi tatmanıza fırsat sunuyor.
Avrupa’ya otobüs turu düzenleyen ilk firma sizsiniz fakat son dönemde birçok yeni firma bunu takip ediyor peki bu durum karşısında kendinizi nasıl konumlandırmayı planlıyorsunuz?
Evet bu işe başladığımızda otobüsle Avrupa turları çok da ilgi gören bir konumda değildi. İnsanlar uçakla seyahat etmenin daha kolay olduğunu düşünüyordu. Biz de eğer otuza yakın şehir gezilecekse otobüsle seyahat etmenin aslında daha az yorucu olduğunu anlatmaya çalışıyorduk. Bizden sonra bu konuda bir çok girişim oldu ancak insanlar özellikle deneyim, kalite ve fiyat baz alındığında ilk olarak başka firmaların reklamlarını görse bile araştırarak bizi buluyor. Günümüzde kimse artık renkli afişlere, heyecanlı websitelerine kanmıyor. Özellikle bir hizmet satın alacaksak onun altına bakıyoruz hepimiz. Dolayısıyla bir çok firmanın türemesi pazarı genişletiyor ve bu işin öncüsü olan bir marka olarak bizi memnun ediyor.
Yeni projeleriniz var mı?
Yeni fikirlerimiz her zaman var ancak her yıl mevcut programlarımızı geliştirmeye daha çok önem veriyoruz. Her yıl kazandığımız deneyimleri bir sonraki yıla daha iyi şekilde aktararak ilerlemeye devam ediyoruz. Uzun zamandır bizimle büyük Avrupa turu yapmuş arkadaşlarımıza bir sözümüz vardı. Bu yıl ek olarak Kuzey Avrupa Turu rotası çıkardık. Şimdiye kadar ülkemizde gerçekleşecek olan en iyi Kuzey Avrupa rotası diyebilirim.
Interbus turlarına gelen bir Türk turist ne ile karşılacak?
Öncelikle kendini tanıyacak. Çıkmış olduğu uzun yolculukla kendini daha iyi hissedecek. Keşke ülkemizde de böyle olsa dediği ve iyi ki bizde böyle değil dediği konular olacak. Otobüste kurmuş olduğu dostluklarla eğlenecek, gülecek, yorulacak, şaşıracak ve ağlayacak. Ağlama kısmı genellikle son gün herkes ayrılırken ve bir daha yapacakları hiçbir yolculuğun böyle olmayacağını anladıkları an oluyor. Her şeyden öte aslında ne kadar küçük bir dünyada olduğumuzun, savaşların, bencilliklerin, kişisel menfaatlerin ne kadar gereksiz olduğunun farkına varacaklar. Hiç şüphesiz Avrupa’nın gözümüzde büyütüldüğü kadar olmadığını görüp ülkemizin evlerinin değerini daha iyi anlayacaklar. Bunlar benim şahsi fikirlerim değil Interbus sonrası yazılar yazan katılımcılarımızın düşünceleri.
Günümüzde seyahat eden birçok gezgin uçağı Skyscanner’dan, oteli Booking.com’dan, araç kiralamayı Rentalcars.com üzerinden yapıyor. Yani bireysel seyahat oranları arttı, peki Interbus olarak kendinizi gelecekte nasıl konumlandırmak istiyorsunuz?
Interbus doğduğunda bu dediğiniz uygulamaları çok az insan kullanıyordu. Bireysel seyahat etmeyi ben de destekliyorum ancak ben de bireysel gezmenin getirdiği artıları ve eksileri tartarak Interbus’ı kurdum. Zamanında defalarca oradan oraya trenle, uçakla, otobüsle ve otostop çekerek gezdim. Birkaç ülke gezilecekse zaten Interbus buna uygun değil. Eğer bir kıtayı baştan aşağı kendi mahallenizdeymiş gibi gezmek istiyorsanız bu noktada Interbus devreye giriyor. Düşünün sırt çantası ve valiz taşımadan Eyfel Kulesi’nin altına kadar otobüsle girebiliyoruz.