Araç çağırma uygulaması Progo Kurucu Ortağı Kerem Çoban ile ulaşım teknolojileri üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Bize biraz PROGO hakkında bilgi verebilir misiniz?
PROGO en yalın tanımıyla A noktasında B noktasına seyahatinizi gerçekleştirmenizi sağlayan bir mobil applikasyon ve web uygulamasıdır. PROGO, şu an için 9 ilde özel dizayn edilmiş Mercedes Vito ve Sprinter marka araçlarla şehir içi ve şehirler arası yolculuk hizmetini ekonomik fiyatlara sunabilen yeni bir akıllı yolculuk uygulamasıdır.
Bulunduğunuz noktadan gitmek isteğiniz lokasyonu seçtiğinizde yolculuğa henüz başlamadan fiyatını alabildiğiniz yolculuk sırasında değişmeyen bir fiyatlandırma algoritmasına sahip PROGO aynı zamanda yasal mevzuatlara uygun ve güvenli hizmet sunuyor.
Konvansiyonel taşımacı iken PROGO fikri ortaya nasıl çıktı?
Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için ulaşım büyük bir problem bununla birlikte tatil bölgelerinde ve havaalanı transferlerinde de ciddi zorluklar yaşanıyor. Geleneksel taşımacılık sektöründeki 20 yıllık deneyimlerimizle insanların hayatını kolaylaştıracak çözümler bulma fikri bizi bu yola çıkardı. PROGO’yu dünyadaki dijital dönüşüm bir parçası olarak görebilirsiniz kendi alanında PROGO’yu benzersiz kılanda aslında geçmişten gelen bilgi birikiminin teknoloji ile birleşmesidir. İş modelimizi teknolojiye uyum sağlayan değil mükemmeli yakalan, geleceğe yön verecek modeller geliştirecek şekilde tasarladık.
Uygulamayı ne kadar zamanda geliştirdiniz? Arkasında kaç kişilik bir ekip var?
On iki aylık bir analiz ve yazılım sürecinden geçen PROGO, kendi bünyesinde 7 kişilik yazılım ve arge ekibi ile 8 kişilik dış kaynak yazılım ekibi olmak üzere toplam 15 kişilik Türk mühendislerinden oluşan bir IT ekibinin çalışmalarıyla ortaya çıktı. Buna ek olarak farklı uzmanlık alanlarına sahip 7 çalışma arkadaşımızla toplam 22 kişilik bir kadrodan oluşuyor.
Müşteri deneyimlerinden yola çıkarak geliştirdiğimiz PROGO kullanıcılarının alışkanlıklarını, isteklerini öğrenen ve ona göre öneriler sunan yolculuk sırasında araç ile ilgili tüm bilgileri merkez serverlarla paylaşan bu verilere göre aksiyon alabilme yeteneğine sahip sürekli gelişen bir yapay zekaya sahip.
“UBER’e yerli rakip olarak çıktık” diye lansman yaptınız, gerçekten hedefiniz UBER’i geçmek mi? Hangi noktalarda UBER’den ayrılıyorsunuz?
PROGO iş modeli olarak diğer uygulamalardan tamamen ayrılıyor. PROGO kendi araçlarıyla ve bu işi meslek olarak yapan özel eğitim almış şoförleriyle hizmet veriyor. Araç bekleyen kullanıcı değil, aracın kapıda hazır beklediği exclusive bir hizmet için, planlı yolculuk hizmeti sunuyoruz. Yolculuk öncesi akıllı hesaplama algoritması sayesinde gidileceğiniz mesafenin fiyatını öğrenebiliyorsunuz.
Şoförlerimiz kapınızı açıyor, varsa bavullarınız yerleştiriyor, daha önce değindiğim gibi exclusive bir hizmet sunmak ekonomik olmak kadar önemli PROGO için.
PROGO İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Antalya, Muğla’da aynı anda hizmet veren tek uygulama olma özelliğine de sahip bu İstanbul’da evinden PROGO ile havaalanına giden bir kullanıcımızın Muğla yada Antalya’da havaalanında yine PROGO tarafından karşılanıp yazlığına veya oteline bırakılması anlamına geliyor.
Servisinizin yasal durumu nedir? Türkiye’de son dönemde yasal olmadığı gerekçesiyle ceza alan çok sayıda servis var, biliyorsunuz.
PROGO yasal mevzuat ve kanunlara uygun şekilde gerekli tüm belgelere sahip %100 yerli büyük bir yatırımın ürünü, bugün 1.200 aracıyla yollarda, vergisini Türkiye’de ödeyen ülke ekonomisine değer katmaya odaklanmış bir anlayışa sahip.
Taksicilerin UBER’e olan tepkisi sizi korkutmuyor mu?
PROGO iş modeli işaret ettiğiniz tepkilerin gerçekleşmesinden oldukça uzak, PROGO planlı yolculuk hizmeti sunuyor. Taksi ve benzeri kamusal ulaşım hizmetleri gibi elinizi kaldırdığınızda binebileceğiniz bir ulaşım uygulaması değil. Bu bağlamda aynı kulvarda yer almadığı gibi rakipte olmuyor.
Türkiye’deki paylaşım ekonomisinin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Yeni oyuncular için yer var mı?
PROGO’nun sunduğu exclusive hizmetin erişilebilirliğinin, geleneksel yöntemlerle benzer fiyat aralığında olmasının, arkasında verimlilik düzeyi yüksek bir paylaşım ekonomisi planlaması var. Paylaşım ekonomisinin ana mantığı satın almak değil ihtiyacın süresince kullanıldığı kadar ücret ödemektir. İnternetin erişim gücü ve buna bağlı iş modelleri bize ekonomik olarak erişemeyeceğimiz ürün yada hizmetlere sahip olma şansı tanıdı. Paylaşım ekonomisi ile her alanda yeni girişimcilere yeni iş alanları açacağı kuşkusuz.