Airbnb’nin en yeni girişimi olan “Sağlıklı Turizm Ofisi”, kısa bir süre önce popüler tatil noktalarını rahatlatmaya ve saklı mücevherlere daha çok gezgin çekmeye yönelik bir çaba kapsamında başlatıldı. Ofis ayrıca, seyahat söz konusu olduğunda teknolojinin kullanımını keşfetmek üzere bir hareket olarak tasarlandı ve alışıldık destinasyonlar dışında kalan destinasyonların seçiminden ve tanıtımından sorumlu olacak.
Airbnb, Çin’in kırsal bölgelerinden İtalyan köylerine kadar uzanan belirli topluluklarla ortaklık kurarak özgün, sürdürülebilir ve yerel turizmi artırmayı umuyor. Bu amaca yönelik olarak şirket, dünyanın dört bir yanından seyahat sektörünün ileri gelenlerinden oluşan bir danışma kuruluyla birlikte, popüler şehirlerdeki yoğunlaşmayla ilgili eleştirilere karşı bir kavrayış ve rehberlik sağlayabilecek yeni bir ofisi tamamlıyor.
Lansmanından on yıl sonra, Airbnb artık dört milyondan fazla mülk içeren bir listeye sahip. Bu rakam, en iyi beş otel zincirindeki misafir odalarının toplamından daha büyük. Paris ve Venedik gibi ünlü destinasyonlarda yaşayanların sayısının azalması, yerel yetkililerin, şehirlerde faaliyet göstermelerine izin verilen Airbnb ev sahiplerinin miktarını sınırlamak gibi, turistlerin aşırı yoğunluğunu azaltmak için adımlar atmalarına da yol açtı. Benzer şekilde, Fas, bölgedeki oteller ve seyahat acentelerinin getirdiği ekonomik etkiyi hafifletmek amacıyla gelecek yıl başlayacak web sitesi üzerinden rezervasyonu yapılan tüm konaklamalarda vergi uygulayacak.
Bu, Airbnb’nin daha az bilinen yerler için ilk teklifi değil. Geçtiğimiz yıl İtalya Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İtalya Belediyeler Birliği ile ülkenin dört bir yanındaki 40 köyü ziyaret etmek için bağlantı kurdu. Buna ek olarak, kurucu ortak ve Baş Ürün Sorumlusu Joe Gebbia, genç nüfusun göç etmesi ve yaşlı nüfusun artması nedeniyle küçük bir Japon kasabasında Yoshino Cedar House’u kurdu. 2016’dan bu yana bu girişim, bölgede 70 yeni iş yaratılmasına olanak sağladı ve 32 ülkeden misafir çekildi.
Sağlıklı Turizm Ofisi’nin çevre dostu konaklama konusuna önem vermesi, hem ev sahipleri hem de konuklar için halihazırda devam eden bir değişimin bir parçası. Airbnb kullanıcılarından 2017 yılında toplanan veriler, ev sahiplerinin % 88’inin, hizmetlerine en az bir “yeşil” uygulama kattığını ve misafirlerin% 66’sının, ev paylaşımının sürdürülebilir niteliği nedeniyle, kısmen platformda rezervasyon gerçekleştirmeyi tercih ettiğini ortaya koydu.