Saraybosna‘dan bindiğim eski otobüsle bütün gece yolculuk ettim. Sırbistan‘ın dışında, Bosna-Hersek topraklarındaki Republica Srpska adlı Sırp Özerk Cumhuriyeti‘nde mola verdik. Buradan Sırbistan’a girerken bana epey soru sorabilirler diye düşünmüştüm ama bir sorun çıkmadı.
Saraybosna’daki son günümde Başçarşiya’da dolaşırken LonelyPlanet Doğu Avrupa rehber kitabımı kaybetmiştim. Yeni geldiğim bir kentte elimde en azından bir harita olmazsa tuhaf hissediyorum. Önce birşeyler yedim, sonra soruşturarak birkaç otele bakıp merkezdeki Hotel Fontana‘ya yerleştim, gecelik 17 Avro. Dışarı çıkınca aynı seyahat kitabının yenisini bulup aldım.
Otelime yerleştikten sonra kenti keşfe çıktım, ünlü olmadığı halde şaşırtıcı derecede güzelmiş. Bir gece kalıp başka yere geçeyim diye düşünüyordum gündüz, ama akşam ara sokaktaki Cuba Libre Bar‘da bidolu insanla tanıştım, eğlendik, içtik. Bara girdiğimde müdavimleri olan bir mekan olduğunu anlamıştım, herkes birbirini tanıyordu. Ben kenarda biramı içerken, hep oraya gittiklerini tahmin ettiğim 3 kız sürekli bana bakıyordu, barmenden birayı alırken İngilizce konuşmam dikkatlerini çekti. Bir süre sonra içlerinden biri merakını yenemeyip bardağını uzattı ve “cheers” (şerefe) dedi. Sonra işte tipik “nerelisin”, “yalnız mı seyahat ediyorsun” soruları ve sabaha kadar hep beraber eğlence. Bardan sonra gittiğimiz kulüpte DJ partisi olduğu halde müziğin sesi o kadar alçaktı ki hepimiz konuşmalarımızı anlıyorduk, bağırmadan. Bizim kulüplerde yanımdaki insanın bile kulağına bağırmam gerektiğini düşündüm ve buraya özendim.
Bira 1 milyon! Kalırım ben burada 3 gün.
Yabancı bir ülkedeyken nikah – düğün görürsem hemen usulca dalarım, pek severim görmeyi. Novi Sad‘da bu konuda şanslıydım, değişik kiliselerde 3 farklı nikaha denk geldim, üçüne de girdim.
Sırbistan’ın kuzeyindeki Voyvodina bölgesinin başkenti olan Novi Sad, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’ndan kalma zarif binalarla dolu. Osmanlı etkisinin daha fazla olduğu güneyden farklı olarak, Avrupa mimarisi hakim. Kent içi ulaşımı jgsp adlı belediye otobüsü kurumu gerçekleştiriyor.
Novi Sad‘ın çoğu Tuna Nehri‘nin batısında. Doğusunda ise eski kent ve volkanik kaya üzerinde Fransız mimar Vauban tarafından planlanan, 1699 ile 1780 yılları arasında inşa edilen Petrovaradin Kalesi var. Eski kenti ve kaleyi uzun uzun gezdim, başka gezen kimse yoktu. Temmuz’da burada ünlü Exit müzik festivali, Kasım’da ise jazz festivali düzenleniyor.