Rota şöyle; PATAGONYA (Yani Şili ve Arjantin‘in güneyi) Şehirler; Buenos Aires, Punta Arenas-Macellan Boğazı, El Calafate-Buzullar ve dünyanın sonu diye adlandırılan Ushuaia, Santiago, BOLiVYA(La Paz, Titicaca Gölü), PERU (Lima, Cuzco, Machu Picchu), EKVADOR (Quito), VENEZUELA (Caracas). Koştur-koştur 20 Gün.
Öncelikle Güney Amerikaya gideceklere kısa tüyolar.
+ ABD’nin arka bahçesinde tabii ki Dolar hakim. Yanınızda çok sayıda 1 dolarlıklar bulundurun. Göreceksiniz, heryerde lazım olacak.
+ Buralardan oralara büyük paralar götürmeyin. Bildiğiniz Bankamatik kartınızı götürün. Hem ihtiyacınız kadar para çekersiniz, hem TL’yi dolara, doları da yerel paraya çevirirken pariteden kaybetmezsiniz, hem de döviz bürolarında ki komisyondan kurtulursunuz. Yeterki hesabınızda paranız olsun.
+ Emin olmadığınız yerlerde kredi kartı kullanmayın. Çift çekilebilir veya kopyalanabilir.
+ Türk olduğunuzu söylediğinizde sizi arap zannedecekler. Çünkü G.Amerikalılar için Turco yani Türk, Osmanlı dağılırken savaştan kaçıp buralara yerleşen araplardır.
+ Takı takmayın, kapalı su için, zoom’lu kamera bulundurun, topuklu ayakkabıyı unutun, cüzdanı, cep telefonunu sağlama alın. Geceleri en az 4 kişilik gruplar halinde dışarı çıkın. Çok tehlikeli olmasa da kötü niyetlileri kaşımaya gerek yok.
+ Amazon bölgesine gidecekler mutlaka sarı humma aşısı yaptırsın. Yükseklik hapı bulundurun.
+ Yemek konusunda ise probleminiz olmayacaktır. Damak tadı aynı.
+ Üşümemenin en pratik yolu 3 t-shirt’ü üst-üste giymektir. Sizi kazak yükünden de kurtarır.
Patagonya’dan başlayalım. İlk adım ARJANTiN
BUENOS AiRES
İlk dikkatimi çeken, caddede uyuyan sokak çocukları. Hikayeleri hazin. Bir çoğu, halkı koyu katolik olan ülkenin fahişelerinin çocukları. Nedense tüm dünyada bu kesim dine daha bir sarılır. Dine göre doğum kontrolü yasak. Hesap kaçtımı çocuk geliyor. Tabi hemen sokağa. Nasıl mı geçiniyorlar? Tabii ki çalarak. Taktikleri, gözüne kestirdikleri kurbanlarına 15-20 çocuk piranha’lar gibi saldırıp, resmen donuna kadar soymaları. Geçtiğimiz senelerde bir ay içerisinde 2000’in üzerinde sokak çocuğu başlarından susturucu ile vurulmuş olarak bulundu. İpin öbür ucundan ülkenin istihbarat teşkilatı çıktı. Örtbas edildi. Ama bir de çocukları faşist Agusto Pinoshet döneminde kaybolan (30.000 kişi) Mayıs anneleri var ki, başlarında matemi temsil eden beyaz başörtüsü, her gün Plazo Mayo’da (mayıs meydanı) ellerinde resimler meydanı turluyorlar. Turluyorlar, çünkü Pinoshet zamanında bırakın konuşmayı, 2 kişinin yanyana durması bile yasak.
Hayat Flamingo caddesinde. Lüks mağazalar, şık restaurantlar, cafe’ler, yan sokaklarda eğlence mekanları, striptiz show’lar v.s. Her ülkede bu v.s’leri (vesaire) merak ederim. Ör.Piyasa Paris’de 150€, Viyana 150€, Amsterdam 50€, Bükreş 50€, Yalta 100USD, Moskova 50USD, Münih 30€. Buenas Aires 100 Pezo yani 30USD.
Flamingo caddesinde işte bu tür eğlence yerlerinin el ilanları dağıtılır. Kadının biri dikkatimi çekti, el ilanını sadece kadınlara veriyor. Yaklaştım. Uzattım elimi. Fışşşt. Bir hamle daha. Fışşşt. Haydaaa. Niye vermiyorsun abla? Bu sana göre değil dedi… Nassı yani? Bu Kadınlar için genelev. Hadi yaaa. Kaç para ki? 500 Pezo.. Adalet mi şimdi bu? Nerde kadın erkek eşitliği? Ben o paraya 5 tane… töbe tööbe…
Arjantine gelip de Tango seyretmemek olmaz. Peki nerede? 1) Tortone Cafe’de. Tabi rezervasyon yapmadı iseniz yaklaşık 2 saatlik kuyruk sizi bekliyor 2) Maradona’nın mahallesinde La Boca. Evler teneke. Ama rengarenk grafiti ile süslenmiş. Mahalle bizim sulukulenin latin versiyonu. Bizde kapı gıcırtısına oynayanların keman versiyonu. Herkes sokakta Tango yapıyor. Kimi zevk için kimi de mendil açıp para kazanmak için. Ünlü Boca Juniors klübü de bu mahallenin. Stadlarında şu cümle yazıyor. La Republica de “Boca Juniors”. Renkleri ise sarı-lacivert.
Ülke detayları yazılarımın hep en altındadır. Ancak gözüme çarpan ufak detaylar şunlardı;
+ Hiç bir yerde Türk Malı göremedim. Artık uzaklık bahane olmamalı. Hollandalısı, Dubailisi hatta İran’ı bu ülkeye mal satıyorsa nerde bizim Ülkerler, Şişecamlar, Vesteller? Oysa ben onları Yemen’den Fas’a, G.Afrika’dan Vietnam’a birçok yerde görmüştüm.
+ Ortega transferi ile Arjantinde tanınan Fenerbahçe, Roberto Carlos transferinden sonra Latin dünyasının gözdesi.
Damak zevkleri aynı. Ancak eğer Arjantin Biftek ısmarlarda iyi pişmiş demezseniz, yumruk kalınlığında dışı pişmiş görünen bifteğe çatalınızı batırdığınızda 4 tane delikten petrol gibi kan fışkırır.
+ Otobüslerde tekerlekleri şişirmek için direkt kompresörden bir boru tekere giriyor. Gerektiğinde şişiriyorsunuz. Benzinciye gitmek yok.
+ İspanyolca biliyorum. Ben tek başıma giderim deseniz zor…. Telafuz çok ama çok farklı.
+ Arjantin’in adı Latince ‘’Argentum’’ (gümüş) kelimesinden. Bu nedenle rehber hemen sizi bir Gümüşçü dükkanına sokuyor. Takıyla işim olmaz. Dışarıda bekledim. En son Haluk bey geldi. Elinde paketler. Bak Cem dedi. 1 alana 1 bedava promosyonu var, aynısından 6 tane aldım. 3‘ü bedavaya geldi. Abi, Umarım hepsi ayrı ayrı kadınlara değildir. Niyekine? Anlatayım. Bir senesi bu dükkandan yahudi bir arkadaşım aynı promosyondan gümüş takı aldı. Eee? Birini karısına birini de sevgilisine hediye etti. Ne var bunda? Akmerkez “S” cafede kahvesini yudumlayan karısı, karşısındaki kadında aynı kolyeyi görünce…. H.stiiiir. Yaaa. Senin olasılık daha çok. Sen ver bunları geri..
EL CALAFATE
Arjantin’in güneyinde buzulların olduğu küçük bir şehir. Pelito Morenos en önemli buzulu. Sanırım resimlere bakınca sizlerde büyülenmişsinizdir. Dağlardan kopup geliyor bu karlar ve bir noktada sıkışıyor. Üstüste birikince de metrelerce yükseklikte buzullar oluşuyor. El Calafate’nin bir özelliği de Lama benzeri Guanaku hayvanlarının ve yaban tavşanlarının dağlarda özgürce dolaşması. Et okadar bol ve ucuz ki. Avlayan yok.
USHUAiA
İşte bu şehir dünyanın en son yerleşim bölgesi. Las tierras del Fuego yani dumanlı toprakların da başkenti. Şili And dağlarını dumanlı görünce Macellan koymuş bu adı. Peki ne var görelim. Bir şehir gezisi yapalım dedik. Rehber aldı bizi ormana götürdü. Ha bitti ha bitecek, 4 saat orman gezdirdi. Topu topu 2 türlü ağaç var, tüm seceresini anlattı ormanın. Şimdi İstanbul’dayım. Bekliyorum. İlk gördüğüm Arjantinliyi Belgrad Ormanına götürüp 4 saat dolaştıracağım.
Patagonya’da ki 2. durak ŞiLi.
PUNTO ARENAS
Ushuaia’dan otobüsle 12 saat’te geldik. Tabi Macellan boğazı’nı geçerek. Adına kanmayın, bizim Çanakkale boğazından hallice. Punto Arenas küçük ama şirin bir Şili kasabası. En enteresan yeri Mezarlığı. Her aile mezarlıkta aldığı arsaya mezarlık-ev yapıyor. Sonra yüzyıllarca tüm sülaleyi öldükçe üstüste, kutu kutu gömüyorlar.
SANTiAGO
5 Milyonluk başkent hakkında yazacak pek bir şey bulamadım. Santa Lucia tepesi, Şehrin merkez meydanındaki (Plaza de Armas) Katedral, şehrin en eski kilisesi olan San Francisco Kilisesi, başkanlık sarayı La Moneda önemli yapılarından.
Arjantin: Başkent: Buenos Aires, Federal Cumhuriyet, Devlet Başkanı bir kadın. İsmi Cristina Fernândez. Yüzölçümü: 2.766.890 km² Nüfus: 40 Milyon. Bağımsızlık. İspanyadan 9 Temmuz 1816, Portekizlilerden 1821. Para birimi: Arjantin Pezosu.
Şili: Demokratik Cumhuriyet, Başkan: Michelle Bachelet. Bağımsızlık:25 Nisan 1844 Yüzölçümü: 756,950km2 Nüfus: 16 Milyon, Para Birimi Şili Peso’su. GSMH: 12.000
***
Cem POLATOĞLU
Andiamo Tur