Sonunda üçümüzede uygun tarihi yakalayıp Dubai aktarmalı Zambia biletimizi aldık.Artık gidiyoruz şu Afrika nın göbeğine.Keşke o da gelseydi..:-(((
Dubai 4 saatlik bir mesafede ..sekiz buçuk saat Lusaka aktarması var. Uçak biletinizi Emirates den aldınızsa 8-9 saatlik beklemelerde ücretsiz Dubai vizesi ve otel konaklaması veriyor.Otel konaklamasını almak için daha önceden Emirates den rezervasyon yaptırmak gerekiyor.Uçaktan iniş Dubai vizesini alış ve pasaporta damga vurdurmak için uzun bir kuyruğa giriyoruz.Lusaka uçağımız 09.40 da .Biz otele 03.50 de girebiliyoruz.Saatler07.30 akuruluyor.Ne anladım ben bu işten.
Nihayet Lusaka uçağındayız. Hava açık ,sıcak değil ama.. 7 saatlik bir uçuş için havalanıyoruz. Uçak boş sayılır. Koridor olan yerimi pencere kenarı olarak değiştiriyorum. İki film biraz oyun, biraz müzik biraz uyku inişe bir saat kaldı. Az önce dağ çölüydü şimdi ortalık yeşillenmeye başladı. Kazasız belasız iniyoruz minik lusaka havaalanına.
Zambia ya giriş vizesi TC. vatandaşlarına kapıda ve 50 $ tek girişli. Eğer Zimbabwe yada başka bir ülkeye gidip tekrar Lusaka ya dönecekseniz 80 $ verip çok girişli vize istiyorsunuz..Parmak izi alınıyor..İçecek ücreti diyerek bahşişde isteniyor.
Türk arkadaşım bizi çıkışta karşılıyor..Söylediğine göre 80 kwacha ya merkez e taksi tutuluyormuş ,tabiki sıkı bir pazarlıktan sonra. ( 1$- 5.30 kwacha 1 euro- 6.31 kwacha
Lusaka ya giriş diğer Afrika ülkelerinde olduğu gibi, yol kenarında yürüyen insanlarla dolu.Seviyorum bu görüntüleri.Başının üzerinde bir şeyler taşıyanlar .Arkasına çocuğunu kundaklamış kadınlar..Derme çatma küçük dükkanlar sebze meyve satıcıları….Zambia nüfusu 14 milyon Lusaka 2..5 milyon. Zengin bakır madenleri varmış. Ortalama ömür 40 yaşmış. Şaşırtıcı ve üzücü… Bir mezarlıkta durduk ve bu yaş ortalamasının doğru olduğunu gördük. Bebek ölümleri çok fazla. Katolik hristiyanlar.. Müslümanlar % 1.5
Küçük bir merkez turu yapıyoruz.Saat 18.00 gibi bütün iş yerleri kapanıyor.(alışveriş merkezleri de dahil )
Planımıza göre bu gün Lusaka sokaklarında olacağız. İlk önce sadece Pazar günleri açık olan hediyelik eşya pazarına gidiyoruz. Arcades shopcenter’ın oto parkında kurulan bu Pazar bence Lusaka’nın güzellerinden. El sanatları ,resim ,ağaç oymacılığı gibi hediyelik eşyalar var.
Pazardan çıkıp merkeze gidiyoruz. Freedom heykeli gözümüze çarpıyor. Mütevazi bir anıt…birkaç poz alıp yürüyüşe devam ediyoruz. Karşımıza otobüs terminali çıkıyor. Buraya kadar gelmişken livingston a nasıl gidilir diye araştırıyoruz.Terminalden Zimbabwe –Harrare ye ve diğer komşu ülkelere otobüs kalkıyor. Livingston‘a gidiş saatlerini öğreniyoruz. Terminalden ayrılıp ünlü Kahire cad. ulaşıyoruz.Tam bir hayal kırıklığı. Bozuk kaldırımlar kaldırımlara tezgah açmış seyyar satıcılar ,kiralanmamış boş ve pis duran dükkanlar .Öyle ünlü markalar falan yok bu en ünlü caddede..Bizi pek sarmıyor ayrılıyoruz ordan. Freedom heykelinin oraya geliyoruz. Heykelin arkası Lusaka müzesi ama girmeye niyetimiz yok.Canımız sokaklarda foto çekmek istiyor. Heykelin önündeki caddenin karşısında bir kalabalık var. Yönümüzü çeviriyoruz. Burası tam bir bit pazarı ,ne arasanız var…avrupanın yada Avustralya nın eski kıyafetleri eşyaları burada satılıyor.Foto çekmemize çok büyük tepki var.Kendi dillerinde bişeyler söylüyorlar .Tadımız kaçıyor.Kamerayı kaldırdığımız anda sesler yükseliyor. Bit pazarının yanında LUKAMA MARKET var.Burası saç barakalardan oluşturulmuş bir kapalı çarşı. Korkusuzca girip dolaşıyoruz.İki kişi zor geçiyor.Bütün dükkanlar aynı malzemeyi satıyor.Nasıl ticaretse. Hava kararmak üzere artık eve dönüş saati.
Sabah erken kalkıyoruz. Bu gün pazartesi. Zimbabwe konsolosluğuna gidiyoruz. Pasaportlar bırakılacak 14 gün sonra gelinecek diyorlar.Bize acil lazım livingston dan çıkış yapacağız diyoruz. Çok tınlayan yok, pek yardımcı olacak gibide gözükmüyorlar. Kapıda alırız değip çıkıyoruz. Eşyalarımız yanımızda. Otobüs terminaline gidiyoruz. 16.5 $ livingston biletimiz alıyoruz.(80 khawaca) Livington a uçakta var.Bizkara yolculuğunu seviyoruz ve acelemizde yok zaten. Yolumuz470 km. Yerimize geçiyoruz . Otobüs yeni model , güzel ve temiz görünüyor. Sadece kokuyor. Yerimize oturmuş bayan itiraz etmeden kalkıp başka bir yere oturuyor. Otobüsün içinde yaşlı bir adam yüksek sesle misyonerlik yapıyor. Yardım parası toplayarak otobüs hareket etmeden iniyor. TV açılıyor 90 lı yılların filmi sonrada misyonerlik konuşmaları ve kilise müzikleri. O kadar yüksek sesle dinleniyorki hiç itiraz edende yok.Bense Şebnem Ferah dinliyor hanımeli bisküvi yiyiyorum.Mutluyum Afrikada olmaktan. Çok şiddetli ve durmaksızın yağmur yağıyor. Saat 11 de bindiğimiz otobüs 18.40 da livingston a ulaşıyor.
Bagajımızı alıp yürüme mesafesindeki Jooly Boys’a geliyoruz. Güzel bir hostel Gezgin arkadaşların tavsiyesine uyduk iyide oldu. Resepsiyondaki kız Türk olduğumuzu öğrenince son yıllarda ülkenizden çok misafir ağırlıyoruz diyor. Hoşumuza gidiyor. Üç kişi 4 yataklı banyo wc içinde oda için 70 $ ödüyoruz.
Sabah kahvaltımızı yapıp ,para bozdurup biraz da turladıktan sonra Victoria şelalerine gitmek için 30 kwacha taksi ile anlaşıyoruz. Girişte şu Nepal deki saldırgan maymunlar karşılıyor. Giriş ücreti 20 kwacha . Hava çok kapalı ilerliyoruz hediyelik eşya satanlardan yağmurluk kiralıyoruz. Yenisini satan yok (üçü 5 kwacha ) Yağmurlukları yiğip yoğun bir şekilde su dökülme sesinin geldiği yöne ilerliyoruz. Heyecanlıyım. Suyun döküldüğü yarığın üstü su bulutu ile kaplı. Ufak taştan patikaları izleyerek şelaleyi seyir yerlerine ulaşıyoruz. Su debisi çok yoğun ve pek net bir şey görünmüyor. Sürekli yağmur yağıyor foto çekmek çok zor oluyor.
Patikalardan biraz ilerlediğimizde zambia ya giden her gezginin beklediği dakika veya görüntü ile karşılaşıyorsunuz. Zambezi nehri üzerinde kurulu olan köprü.Bu köprü zambia ve Zimbabwe sınırı.Görüntüsü muhteşem. Çok güzel fotoğraf veriyor .Üzerinde adrenalin sporlar yapılıyor.Biraz sonra köprünün üzerine çıkacağız, tekrar şelaleye dönüyoruz. İki dağ arasına küçük bir köprü yapmışlar takribi 50mt. Islana ıslana oradan karşıya geçiyoruz.Bu tarafta su bulutu daha az ,daha iyi ve daha rahat foto alınıyor.Bir tarafta güzel bir yeşillik diğer tarafta dökülen suyun yarattığı gürültü.Yağan yağmur ıslanan biz mutlumu mutluyum….Kendimi çok iyi hissediyorum.Artık şelale turumuz bitti ,köprüye gitme zamanı
Köprüye gitmek için bilet aldığımız girişe gelip o yolda ilerliyoruz. Biraz ileriden İmmigration ücretsiz olarak ufak damgalı bir kağıt parçası alıyorsunuz. Dönüncede aynı işlemi yapıyorsunuz. Artık köprünün üzerindeyim. Manzara anlatılmaz yaşanır cinsten.Yine yağmur var ve biz yağmurluksuzuz. Daha önce baraj gördüm ama buruya dökülen su ve gücü korkutucu.Oluşan girdapları görüyorsunuz.Burada su bulutu oluşmuyor.Köprüyü geçerek 2km . uzaktaki Zimbabwe sınır kapısına geliyoruz .Girişim yine red alıyor.Israr ediyoruz bahşiş öneriyoruz olmuyor. Vizeyi alamadan dönüyoruz muhteşem köprüye. Yolda ilerlerken madem harare ye gidemeyeceğiz o zaman bizde şelaleyi yukardan görelim diyoruz.Helikopter turu almak üzere geri dönüyoruz.(Köprünün zambia tarafındaki cafeye mutlaka girin ve o güzelim manzara eşliğinde bişeyler yudumlayın. BRİDGE CAFE )
Botoka Sky isimli şirkete geliyoruz. Daha önde broşürlerde 155 $ olan helikopter turu 170 $ çıkıyor. (Tur zamanı 15 dakika ) Vakit geç oldu , düşünmeden turu alıyoruz. 10 dk. Bekledikten sonra havalanıyor ve o eşsiz manzaranın tadını çıkarıyoruz.Sürekli foto çekiyoruz. (Yukarıda çektiğimiz fotolar boşuna gitti . 42$ karşılığında helikoptere biniş hazırlığımızdan içerdeki telaşlı ,heyecanlı hareketlerimizin hepsini videoya çekmişler. Bize hem helikopterin altına takılmış cameradan çekilmiş ,hem kabin içi hemde belgesel haline getirilmiş 3 adet cd hazırlayıp otele kadar getiriyorlar.) kısıtlı bir bütçeniz yoksa kesinlikle yapılması gereken bir aktivite…biz çok memnun kaldık ve hoşumuza gitti.
Gece OLGA PİZZA da güzel pizzamızı yerken Lusaka ya dönme kararı alıyoruz. (Büyükelçilikten Zimbabwe vizesini alabileceğini söyleyen birini bulmuş arkadaşımız )
Sabah 13.30 aLusaka biletimizi alıyoruz.Çok zamanımız var.Livingstone dolaşmaya başlıyoruz. Mukuni market turistler için hazırlanmış bir Pazar. Almaya değer bir şey yok .
Bir dükkanda olan diğerinde var yani kısaca her magaza aynı şeyleri satıyor. Bir magnet bile yok. Közde mısır alıyoruz onunda tadı tuzu yok.Bari müzeye gidelim diyoruz.Sokaklarda foto almamız hala tepki görüyor. Müzeye giriş 25 kwacha. Burada da foto almak yasak. Kemik kalıntıları ,büyücülük malzemeleri,ok mızrak uçları doldurulmuş hayvanlar falan var. Mırıldana mırıldana buradan çıkıyoruz.
Müze otelin çok yakınında ,bir kahve içmek ve bavullarımızı almak için Jolly Boys’a gidiyoruz. Türkiye den getirdiğimiz Türk kahvesini yaparken Nabibya dan gelmiş Türk çiftle tanışıyoruz. Onlarda Zimbabwe vizesi alamamışlar. Kenya – Tanzanya kararı almışlar.Biraz sohbetten sonra biz otelden ayrılıyoruz. Otobüsümüz bizi bekliyor. Biniyoruz ve şaşırıyoruz. Otobüs çok lüks kişiye özel tv bile var. Yolculuk başlıyor. Bu sefer 6 saat te lusaka ya varıyoruz. Bu geliş 2 saat daha erken sanırım yağmurdan olsa gerek. Çok süratli araç kullanmalarına karşın bana güvenli geldi. Bu arada Zambia‘ya girişimizde bayraklar yarıdaydı . Sebebi ise kamyon ile otobüs çarpışmış 65 kişi ölmüş . Kazaya sebebiyet veren kişi beyazmış. Geldiğimizden beri bize muzungu (beyaz adam ) denilip kötü davranılmasının sebebi de bu olabilirmiş.
Lusaka otobüs terminaline geldiğimizde etrafımıza toplanan taksiciler çok ürkütücüydü. Çogu alkollü olan taksicilerden Kamera-bavul-sırt çantası-bel çantası- arkadaşı koruyacağız derken ürkmedim değil.
Bu sabah pasaportlarımızı arkadaşıma verdik. Biz boşuz.Şu çok önerilen hayvanat bahçesine gitmek istemedi canımız.Merkeze gidelim orada karar veririz değip biniyoruz balık istifi minibüse. Yarım saat zevkli bir yolculuktu. Yanımızda üniformalarıyla hemşireler vardı.
Lusaka müzesi gözümüze çarptı hava sıcak vakit var hadi girelim dedik. Bomboş bir müzeye gireceğimizi bilsek 25 kwacha yı verip girmezdik.Livingstone müzesinden kat kat kötü. Yağlı boya resimler ve gazete küpürleriyle müze yapmışlar. Çıktıkmüzeden.Karnımız acıkmaya başladı.Levi alışveriş merkezi görüyoruz. üst katta yemek yiyoruz. Çin restoran fena değil. KFC var. Cafeler fena değil. Çıkıyoruz değişik bölgelere dolaşmaya ….Vize alınamamış haberi geliyor. Yıkılıyoruz ewe dönüyoruz… daha 3 günümüz var…..
Bu üç gün hayvanat bahçesi – Kafue nehir kıyısı – Kabwata kültür köyünü dolaşıyoruz. Hepsi vasat yerler. Hayvanat bahçesinin içinde potonik park var. Orada foto almak güzel .Konsoloslukların olduğu bölge çok ağaçlık geniş caddeleri olan güzel bir bölge.
Zambia denilince aklıma hep yamurlar gelecek. Gök gürleye gürleye yağan durmaksızın yağan yağdıkca yağan yagmur. Yeşillik gelecek aklıma ,viktorya selalelerini hiç unutmayacağım.Köprüden bağırdığımı ,sırılsıklam ıslandığımı ,dökülen suyun sesini unutmayacağım. ZUKUMU KOMBİLİ ZAMBİA (TEŞEKKÜR EDERİM ZAMBİA )
***
Cengiz ULUS