Siz çocukken kardan kaleler yaptığınızda kendinizi farkında olmadan buz canavarlarından daha fazlasından koruyordunuz. Kendinize bir radyasyon kalkanı inşa ediyordunuz. Dünyada bu çok da önemli değil, peki ya Mars’ta? Bu ölüm kalım meselesidir.
Samanyolu’ndaki Güneş ve diğer yıldızlar insan vücuduna zarar veren yüksek enerjili partiküller üretirler. Güneşten gelen partiküller çoğunlukla temel fiziksel yapılar tarafından emilebilen düşük enerjili protonlardır. Galaktik evren ışınları kulağa sanki kötü bir bilim kurgu filminden fırlamış gibi gelebilir ama aslında astronotların sağlığına uzun süreli zarar veren en tehlikeli şeylerden biridir. Galaktik evren ışınlarının içinde proton olmayan küçük bir parçası neredeyse ışık hızında hareket eden ağır kimyasal maddelerdir. Uzay aracı ile çarpıştıklarında, çarptıkları materyalin içindeki atomları aracın içine ikincil radyasyon akımı yaymak için parçalarlar.
Günün birinde Mars’a gidecek olan astronotlar uzaydan gelen radyasyon akımı bombardımanına tutulacaklar. Mars’a inen Apollo astronotları –dünyanın radyasyon koruyucu kalkanının dışına çıkan tek insanlar- yüzeydeyken normalden çok daha fazla radyasyona maruz kaldılar. Dışarıda çok uzun süre durmadılar, bu yüzden etkileri de kısıtlı oldu. O yedi adamın bunun yüzünden kalp damar hastalığı riskinin artmış olması muhtemel, fakat hepsi bu kadar.
Uzun süreli maruz kalma çok daha kötü sonuçlara yol açabilirdi. Bütün o ikincil radyasyon hücre ve DNA hasarlarının cevabıdır, bu da demektir ki ilerleyen zamanlarda kanser ve diğer hastalık riskleri artıyor. Ağır radyasyon hastalıkları daha kısa zamanlı bir problem, yüksek dozda radyasyon bulantı, kusma ve kanamaya neden olur. Bu yüzden gelecek Mars kaşifleri kendilerini koruyacak bir tür kalkana ihtiyaç duyacaklar.
Buz bu sorun için şaşırtıcı bir çözüm. Suyun her molekülünde iki tane hidrojen atomu vardır ve hidrojen radyasyonu engellemede oldukça iyi iş görür. Gama ve ultraviyole ışınlarını güvenli seviyeye indirgemek için sadece 5 santimetre (Oroe ve sosa kutusunun yarı çağır kadar) yeterli oluyor.
NASA’nın Langley Araştırma Merkezi takımları Uzay Araştırma Mimarisi (Space Exploration Architecture) ve Bulut Bilişim Ofisiyle (Clouds Architecture Office) buzu bir kalkan olarak kullanmanın yolunu bulmak için işbirliği yaptı.
Mars Buz Evi temel olarak su ile doldurulabilen şişen bir çatıdır, ve sonrasında soğuk Mars havasında donar. Bu kalın buz tabakası içerisini radyasyondan korur, içerideki daha küçük bir çatı ise yaşanabilir bir alan oluşturur. Dışarıdaki çatı şişebildiği için, dolayısıyla Kırmızı Gezegen’e yolculukta sıkıştırılır ve hafiftir, boyutu da büyüyebilir. Yaşanabilir alanların çok büyük olmasına gerek yoktur, böylece çatının içinde kalan fazla alan buzlu bir bahçe görevi görebilir. Astronotlar bahçede basınçlı kıyafetler giymek zorunda kalmadan hizmet donatımı yapabilirler, tabii ki nefes almak için bir oksijen maskesine ihtiyaç duyacaklardır. Bulut Bilişim Ofisi bunu orjinal tekliflerinde “ekibin düşünceleriyle baş başa kalabilecekleri, rahatlayabilecekleri, egzersiz yapabilecekleri, oyun oynayabilecekleri ya da ne isterlerse onu yapabilecekleri” bir alan olarak sunuyor. Belki bir gün düşünceli astronotların buzlu bahçelerinde yer çekimsiz futbol oynadıkları fotoğrafları görebiliriz.
Buz Evler ayrıca Mars habitatında olası muhtemel birkaç sorunu daha çözüyor. Şimdi bırakın başka bir gezegeni, yörüngeye 0,435kg (1 pound) materyali indirmek iki ya da üç bin dolara mal oluyor. Şişebilen Buz Evi hafif malzemelerden oluşuyor ve varış gerçekleştikten sonra dolduruluyor. NASA çatıyı doldurmak için Mars’ın yüzeyinden yeterli bir miktarda su bulabileceklerini düşünüyor. Fakat bunun 400 gün sürmesi tahmin ediliyor bu yüzden astronotlar oraya varmadan önce otomatik kurulum gerçekleştirilecektir. Vardıkları zaman ise tamamıyla doldurulmuş bir çatıyla karşılanacaklar. Çatının içine sıkışmış karbon dioksit katmanı soğuk Mars havasına karşı bir yalıtım sağlayacaktır.
Ayrıca bu ev saydamdır. Radyasyonu engelleyen diğer çoğu madde opaktır, bunlarla yapacağınız ev de karanlık olacak demektir. Zevkler tartışılmaz ama, eğer uzun yıllarınızı( ya da muhtemelen hayatınızın geri kalanını) bir başka gezegende geçirecek olsanız siz de içinde yaşayacağınız evin güneşli olmasını isterdiniz.
Kaynak ve Görsel: Popsci