14 yıl içinde 1000’den fazla uçuş yaptım 35’ten fazla ülkeye gittim ve 5 hava yolu firmasından 2.1 milyon mil topladım. Ankara’daki evim İstanbul’daki iş yerim arasında mekik dokurken, Asya’daki iş fırsatlarını değerlendirirken, Rusya ve Avrupa’daki muhtemel müşteriler konusunda mesai harcarken seyahat konusunda da çokça tecrübe kazandım.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu yazıyı da İstanbul’dan Tokyo’ya giderken yazıyorum. Düşündüm ki iş seyahatlerinden zevk almak için 4 başlıkta topladığım önerilerimi yazmak için bundan daha mükemmel bir zaman bulamam. İşte tavsiyelerim:
1) Uçmadan Önce
Pasaport ve Vize: Gideceğiniz ülkeye girmek için gerekli olan belgeleri öğrenmek de zaman alır. 2004’e dönecek olursak, ilk yolculuğumu Endonezya’ya yapmıştım. İstanbul’daydım ve ortağım Jakarta’daki iştirakimizle ilgili bir problem olduğunu söyledi. Hiç düşünmeden planlarımı değiştirdim ve ertesi gün için Jakarta’ya yapılan uçuşları araştırmaya başladım ve ertesi gün kendimi Soekarno-Hatta Uluslararası Havalimanı’nda buldum.
Vardığımda beni göçmenlik ofisine yönlendirdiler. Görevliye pasaportumu uzattığım. 30 saniye boyunca pasaportun sayfalarına baktıktan sonra kafası karışmış bir şekilde “Vizen nerede” diye sordu. Telaştan saçmalayarak uçuşlarda mil kazandıran kredi kartımı gösterdim. Şaşkınlıktan sinirlenmeye geçen bir tavırla görevli o bozuk İngilizcesiyle, İstanbul’dan ayrılmadan önce giriş vizesi almam gerektiğini söyledi. Yardımına ihtiyacım olduğunu, ertesi gün hemen ayrılacağımı ve şehirde kimseyi tanımadığımı yalvarırcasına anlattım. Görünen o ki doğru şeyleri söylemişim. Bana kısa süreli vize vererek giriş yapmama izin verdi. Teşekkür ettim ve 36 saat sonra Jakarta Ofisimize bir telefon bile etmeden oradan ayrıldım.
Yurt dışına çıkmadan önce oranın vize prosedürünü öğrenmelisiniz. Çoğu ülke, süresinin dolmasına 6 ayı kalmış pasaportlara vize vermiyorlar. Bazı ülkelerde ise kapıda vize uygulaması var. Vardığınızda fotoğraf, nüfus kâğıdı, yanınızda nakit para taşımanızı veya davet mektubu getirmenizi şart koşabilirler. Eğer ülkeye giriş prosedürünü bilmiyorsanız hiç tereddüt etmeden sizi sınır dışı edebilirler.
Hangi renk pasaport taşıdığınıza, neden gittiğinize ve ne kadar süreyle kalacağınıza göre çok sıkı kuralları var. Seyahate çıkmadan önce bunları sular seller gibi bilmeniz gerekmekte.
Zaman Farkına Alışma: Jetlaga tamamen karşı koyabilmek için çok az şey yapabileceğimi fark ettim. Ancak birkaç basit teknik, zaman farkının yarattığı sersemliği daha kolay atlatmanızda yardımcı olacaktır. Zaman farkını ve saat kaçta oraya varacağınızı bir kenara not alın. Bunları bildikten sonra alışmanız daha kolay olacaktır.
Örneğin, 10 saatlik bir uçuşum var ve iniş saati sabah 8. Ayrıca biliyorum ki gün boyu uyanık kalmak zorundayım. O zaman 10 saatlik uçuşun en az son 7 saatini uyuyarak geçirmek için elimden geleni yaparım. Uçuşum kaçta olursa olsun, bu güne çok erken başlayacağım anlamına gelse bile, ilk 3 saat uyanık kalmayı ve en azından son 7 saati uyuyarak geçirmeyi garantiye alırım.
2) Havadayken
İçkiden uzak durun: Alkol, hangi sınıfta uçarsanız uçun, çoğu uluslararası uçuşta ücretsiz. Ben, ilk uzun uçuş tecrübemde arkadaşımın tavsiyesine uydum. Onun dediğine göre uçuşun ilk birkaç saatinde yarım şişe şarap içersem ve son 6-7 saat uyursam, kalktığımda bomba gibi olacaktım güya. Gel gelelim sonuca, yabancı bir memlekete alışmaya çalışırken bir yandan da yoğun bir baş ağrısı çektim.
Alkol tüketimini minimumda tutmaya gayret edin. Bunu söylemek kolay tabii ancak uçuş ekibi böyle uzun yolculuklarda fazla cömert davranıyorlar. Eğer uyku probleminiz olduğunu düşünüyorsanız uçuştan önce uyumamaya çalışın, uyku için olan supplementlerden almak için bir uzmana danışın ve boyun destek yastığı kullanın.
Kan dolaşımınızı normal seviyede tutun : Doğrusu uçakta uyumayı sevmeme rağmen uyanıksam saatte bir uçağın içinde yürümeye gayret ediyorum. Sık uçanlarda kanın pıhtılaşması ve dolaşımın yavaşlamasıyla ilgili anlatılanlar doğru. Uçağın içinde dolaşın, biraz eğilip kalkın, esneme hareketleri yapın ve kan dolaşımınızı normale döndürün.
3) Vardıktan Sonra
Uçaktan ayrılırken etrafını kontrol et: 2008’de Avusturya’dan Ankara’ya döndüm. Başarılı geçen yolculuktan sonra evime gitmeyi dört gözle beklerken bilgisayarımı, beni İstanbul’a getiren uçakta unuttuğumu fark ettim. Öyle iğrenç bir duygu ki anlatamam. Neyse ki kullandığım hava yolu firması bilgisayarımı bulmuş ve benim aramamı bekliyorlarmış.Sonuç olarak, uçaktan inerken etrafı kolaçan etmeyi bir alışkanlık haline getirmek gerek.
İşe girişmeden önce çokça uyku ve su: Eğer iş için seyahat ediyorsanız ve aktif olmanız gerekiyorsa programınız hakkında iyi bilgi sahibi olarak boşlukları belirleyebilirsiniz. Ben genelde akşam varacak şekilde uçuşumu ayarlıyorum ki dosdoğru otele varıp biraz daha uyuma imkanına erişeyim. Böylece ertesi gün zinde oluyorum. Zinde kalmak için şimdiye kadar her yolu denedim benim için işe yarayan tek şey bol uyku ve bol su tüketmek oldu. Uçaktaki boğuk hava sizi susuz bırakır buna karşı tek çözümse uçuş öncesi, sonrası ve uçuş esnasında bol bol su içmektir.
4) Gelecekteki Uçuşlar İçin
Sadakat karşılığını verir: Düzenli olarak seyahat ettiğim dönemin 5. yılına kadar seyahat ederken stratejik davranmam gerektiğini fark edemedim. Eskiden hangisi ucuzsa onu tercih ederdim. Bu hatamı fark edene kadar 4 farklı hava yolundan 1.4 milyon uçuş mili topladım. Hava yolları firmaları, sadık müşterilerine birçok fırsat sunuyor.
Yurt içi uçuşlarda kullandığım firma bana uçuşlarımın %95’inde business’a ücretsiz yükseltme hakkı sunuyor. Ancak yukarıda bahsettiğim ilk 5 yılda tek bir hava yolu firmasını kullanmadığımdan ötürü bu fırsattan yararlanmaya hak kazanacak kadar puan toplayamadım.
Uçuş hayatımın 6. yılında tek bir hava yolunu kullanmaya karar verdim ve geçen sürede 700.000 mil biriktirdim. Şu an Ankara’da yaşıyorum benim kullandığım hava yolu şirketi benim için uygun olan değil ancak tek firmaya geçiş yapmam demek önümüzdeki 3 yıl için kullandığım hava yolunu şirketinin üst düzey yolcusu olmayı garantilediğim anlamına geliyor. Geçmiş yıllarda ailemi üç kez ücret ödemeden tatile götürdüm ve yolculuklarımın %85’inde business’ta bedavaya uçuyorum.
Aslına bakarsanız ilk tercih olarak her zaman akılda tutmak için mükemmel hava yolu şirketi yoktur ancak hepsi sadakatinizi çeşitli şekilde ödüllendiriyor. Haftalık seyahate çıkıyorsanız bir taşıyıcı firmada karar kılın ve endişelenmeyin, ola ki hayal kırıklığına uğradınız başka birine geçiş yapın ve millerinizi de transfer etmeye çalışın. Hava yolu firmaları bunu yapmanıza yardım etmek için yarışacaklardır.