İrlanda’nın başkenti ve aynı zamanda en büyük şehri. Ülkenin doğu kıyısının ortasında, Liffey Nehri’nin ağzında, Dublin Kontluğu’nun merkezinde yer almaktadır. Viking yerleşimlerinin merkezi olarak kurulan şehir, Orta Çağ’dan beri İrlanda’nın başkentidir.
Dublin, Avrupa’nın yaşanacak en iyi başkenti, İrlanda ise Avrupa’nın en mutlu ülkesi seçilmiştir. Dublin, yılda dört milyonun üzerinde ziyaretçisiyle, Paris ve Londra’dan sonra Avrupa’da en çok ziyaret edilen başkentidir.
Dublin’e geldiğinizde Dublin havaalanından şehre giden otobüsler çok konforlu ve her an elinizin altında. Havaalanından şehir merkezine yolculuk aşağı yukarı 20 dakika sürüyor. Yol keyifli… Yemyeşil Dublin’de kırmızı tuğlalardan yapılmış masal evlerini seyrederek son derece düzenli şehrin sokaklarından ve caddelerinden ilerleyerek şehir merkezine ulaşıyorsunuz.
Deniz kıyısında bulunması dolayısıyla ılıman bir iklime sahip olan Dublin, sanılanın aksine İrlanda’nın kuzeyi kadar çok yağış almamaktadır. Serin bir yaz iklimine ve ılık bir kışa sahip olan Dublin’i ziyaret etmek için en uygun mevsim mayıs – haziran aylarıdır. En çok bu aylarda yüzünü gösteren güneşli havalar size; Dublin’in doğasını daha canlı ve parlak görebilme şansı verecektir.
Mevsimin kış olması ve üzerinizde kaz tüyü mont bulunmasına rağmen dışarıdaki insanların t-shirtlerle geziyor olmalarını hayretle izliyebilirsiniz. Evet hatta Dublin’in dünya güzeli kızları, straplezlerle dolaşıyorlar ve en küçük bir üşüme belirtisi göstermiyorlar.
Dublin, Avrupa’nın çoğu başkentine göre daha güvenilir bir şehirdir. Ancak hava karardıktan sonra Aşağı Abbey Sokağı’nın ve Boardwalk semtinin arka taraflarından uzak durulması önerilmektedir. Bu bölgeler genellikle uyuşturucu kullanan kişilerin takıldığı mekânlar olarak bilinmektedir.
Temple Bar bölgesi, gecenin ilerleyen saatlerinde mekânlar kapandıktan sonra sarhoşların cirit attığı semt olarak bilinmektedir. Güvenliğiniz için mekânların kapanma saatinde bölgeyi terk etmeniz ve yanınıza yanaşan sarhoş tiplerle muhatap olmamanız tavsiye edilmektedir.
Dublin Tarihi
Yunanlı astronom ve kartograf Ptolemy’nin yazıları Dublin ile ilgili en eski kaynaklardandır. M. S. 140 civarında Eblana Civitas adlı bir yerleşim yerinden bahsetmektedir. Dubh Linn’in yerleşim yeri olarak tarihi M. Ö. 1. yüzyıla kadar gitmektedir. Sonraları burada bir manastır inşa edilmiştir. Ama kasaba olarak 841 yılında Norse’lar tarafından kurulmuştur.
Bugünkü şehir birinin İngilizceleştirilmiş ismini, diğerinin de özgün Galce ismini almıştır. Normanların İrlanda’yı işgalinden sonra Dublin başkent oldu ve iktidar, bağımsızlıklarına dek Dublin kalesinde toplandı. 14. yüzyıldan 16. yüzyılın sonlarına kadar Dublin ve çevresi, İrlanda’nın hükümet kontrolündeki en büyük alanını oluşturmaktaydı.
17. yüzyıldan itibaren, Geniş Caddeler Komisyonu’nun da desteğiyle, şehir hızla büyüdü. Kralları I. ve IV. George’lar arasındaki dönemde, bir süre Londra’dan sonra Britanya İmparatorluğu’nun ikinci şehri konumundaydı. Dublin’in en ilgi çekici mimarisinin büyük bir bölümü bu dönemden kalmadır.
19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında, Cumhuriyetçi devrimcilerin Birleşik Krallık’a karşı başlattıkları ayaklanmalar, 24 Nisan 1916’daki Postane Baskını ile harekât boyutuna ulaştı, ama 24-30 Nisan arasında süren Paskalya Ayaklanması, devrimcilerin teslim olmasıyla son buldu. Bu süreçte ön plana çıkan Michael Collins, ayaklanmalar süresince kullandığı taktiklerle şehir içi gerilla savaşının ilk örneklerini sergiledi. Bu ayaklanmalar başkenti istikrarsız bir sürece soktu. İngiliz-İrlanda savaşı ile İrlanda iç savaşı kenti yıkıma uğrattı. Şehrin en güzel binaları bu savaşlar sırasında yıkıldı. İrlanda Bağımsız Eyaleti binaların çoğunu yeniden inşa etti. Parlamentoyu Leinster Sarayı’na taşıdı ama yeniden düzenlemek gibi büyük bir işe kalkışmadı.
Acil durum diye adlandırılan, II. Dünya Savaşı’ndan sonra, Dublin zaman dışı bir başkent olarak kaldı: modernleşme yavaş gerçekleşiyordu ama sonunda 1960’larda değişim hızlanmaya başladı. Son yıllarda, yerleşim, ulaşım ve iş alanında yapılan özel ve devlet girişimleriyle, Dublin’in alt yapısı oldukça değişti. Bazı ünlü sokak köşeleri hala gelişim ve değişimden önce orada bulunan bar veya dükkânın ismiyle anılmaktadır.
1922’de İrlanda’nın bölünmesinden itibaren, İrlanda Bağımsız Eyaleti’nin başkenti olmaya devam etti ve şu anda İrlanda Cumhuriyeti’nin başkentidir.
Seyahat Notları
Dublin’e seyahat için İrlanda vizesi gerekmektedir. Bir Avrupa Birliği ülkesi olduğu halde Schengen Antlaşması’na taraf değildir, bu nedenle alınmış bir Schengen vizesi ile İrlanda’ya seyahat edilememektedir. Dublin’e seyahat etmeyi planlayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının İrlanda vizesini almaları gerekmektedir. Birleşik Krallık vizesi İrlanda’da, İrlanda vizesi de Britanya’da geçerli değildir.