Bulgaristan’ı Ücretsiz Gezin

Gokhan ERDOGAN 1 Mayıs 2013 Seyahat Önerileri 0 Comment

2007 yılında Avrupa’nın daimi üyelerinden biri olan Bulgaristan, dört bir yandan süren yatırım ve yapılaşma faaliyetleri ile dinamik bir dönemin içinden geçmektedir. Kentlerin ve turistik alanların büyük bir bölümü yeni bir yüze kavuşma yolundadır. Ülke topraklarının yarısı görkemli dağlarla kaplıdır. Karadeniz sahili boyunca var olan tatil yöreleri ve altın plajlar, dünyanın dört bir yanından turistin akınına uğramaktadır. Bütün bu coğrafik cazibelerin yanı sıra Sofya’daki kiliseler ve ülke çapındaki tarihi manastırlar, Bulgaristan’ın en önemli turizm değerleri arasında yer alır.

Ülkenin batısında yer alan başkent Sofya, bulundurduğu tarihi eserler ile dikkatleri çeker. Dağlar ile çevrili bu güzel kentten 121 km mesafedeki Rila Manastırı, ülkenin en önemli dini ve turistik değeridir. Saint George Katedrali, Bujuk Camii, Nevski Kilisesi ve Arkeoloji Müzesi, kentin mutlaka görmeniz gereken yerlerindendir.

M.Ö. 1500’lü yıllarda Yunanlılar tarafından kurulmuş olan Nesebar, 5. ve 6. yüzyıllardan kalma kiliselere ait kalıntıları barındıran tarihi bir kenttir. Karadeniz’de, kayalık bir yarım ada üzerinde kurulu bu yerleşim alanı, dar kıstaklarla ülkenin ana toprağına bağlanır.

Sofya’nın güneyinde yer alan Rila Dağları, uzun dağ yürüşlerini sevenler için rüya gibi bir yerdir. Borovets Kayak Merkezi ve Balkan Yarımadası’nın en yüksek dağı olan Musala Zirvesi burada yer alır. Klisura ve Kazanlık arasında uzanan Güller Vadisi, dünyaca ünlü bir yerdir. Burada binbir çeşit gül yetişir. Bu gülller sadece muhteşem manzaralara kaynaklık etmez aynı zamanda gül yağı ve güzel kokular gibi gülden ürün elde edilmesinde de kullanılır.