Seyahat acentaları artık klasik basmakalıp turlar yerine daha tematik ve daha deneyimsel turlar hazırlamaya başladı. Sizler için bu turları araştırdık.
İşte “En Doyurucu 10 Gurme Turu”
Lezzetin 4 Köşesi (Şanlıurfa – Gaziantep – Antakya – Adana)
Dünya insanlık tarihinde yeni çığır açan Göbekli Tepe kazıları ziyareti, Harran Şanlıurfa’da kentin önemli tüm tarihi yapıtları ziyareti ve Bedesten, Sipahi Pazarı, Gümrük Hanı gibi otantik çarşılar gezilerek Akşam Sıra Gecesi’nde yöresel müzik eşliğinde eğlenip hep birlikte halay çekerek etkileyici bir gece yaşayacaklar.
Siyah gülleriyle de ünlenmiş Halfeti’de bir tekne gezisi ve ardından Rumkale ve Savaşan Köyü ve
Zeugma Kültür Merkezi’ndeki mozaik eserler olmak üzere tüm kültürel varlıklar tanınacak, enfes yemeklerle keyiflenilecek,
Ezan, Çan ve Hazan seslerinin bir arada duyulduğu Hatay Arkeoloji Müzesi’nin yanı sıra görülesi tüm mekanlar görülecek.
Zengin yöresel kahvaltıda bilinen çeşitlerin yanı sıra, Ağzı açık, Ağzı yumuk, Semsek, ayrıca diğer yöre yemeklerinden Lebeni, Fındık Lahmacun, Pide, İçli köfte, Çiğ Köfte, Karışık Kebap, Bostana, Urfa Kebabı, Çiğ Köfte, Kuşbaşı kebap, Simit veya Adana Kebap, Küşneme, Yuvalama, Gavurdağ Salatası, Ali Nazik, Börek, Oruk, Katıklı Ekmek, Humus, Cevizli Biber, Etli Yaprak Sarma, Aşur, Fettuş Abugannüç, Cevizli Biber, Zeytinyağlı Humus, Sucuk Roll Şam Oruğu, Kıyma Kebap, Kuşbaşı Kebap, Kaymaklı Şıllık Tatlısı, Kabak Tatlısı. Baklava. Künefe, Çay ve Mırra Kahvesi gibi enfes yöre lezzetlerinin tadına varacaklar.
Batı Karadeniz Serüveni (Kastamonu – Küre milli parkı – İnebolu – Amasra – Safranbolu)
Batı Karadeniz’de yer alan Küre Dağları, Türkiye’nin ve hatta dünyanın “ölmeden önce görülmesi gereken yerler” listesinde yer almaktadır.
Küre Dağları 2000 yılında milli park ilan edilmiştir. Karstik yapısı, mağara ve kanyonları, şelaleleri, orman yapısı ve hayvan çeşitliliği ile bir doğa harikasıdır. Bu yöreyi, Farklı mimari yapısını korumuş köy evleri, yöresel yemekleri ve kültürel değerleri ile mutlaka tanımak gerek.
Bir gece Kastamonu’da konakladıktan sonra turun devamında Kasaba Köyü’nde hiç çivi kullanılmadan inşa edilmiş olan 14. yüzyıldan kalma Çandaroğlu Mahmut Bey Camii’ni ardından Pınarbaşı yönünde ilerleyerek, Flora ve Faunasıyla 1200 yıllık yaşlı ormanda endemik bitkileri, 129 Kuş ve 40 memeli hayvan türünü içinde barındıran Küre Dağları Milli Parkı’nı Valla Kanyonu’nu Ilıca Şelalesi’ni tanıdıktan sonra Küre Dağlarını aşarak Batı Karadeniz sahiline inilecek ve Abana,da konaklama yapılacak.
Ertesi gün İnebolu, Doğanyurt, Cide, Karadeniz’in Ölüdeniz’i diyebileceğimiz Gideros Koyu ve Kurucaşile‘yi tanınacak, ardından balıkçı teknelerinin yapıldığı Tekkeönü koyunda tekne atölyeleri görülecek. Daha sonra tüm Karadeniz’in en güzel plajına sahip olan Çakraz ve sonrasında cennet köşe Amasra ziyaret edilecek. Sonra Bartın’a gelip buradaki kültür varlıklarını da tanıdıktan sonra gece konaklamak üzere Safranbolu’ya geçilecek
Bu geziye katılanlar; Pastırmalı Ekmek, Ecevit Çorbası, Banduma, Tirit, Etli yaprak sarma, Etli ekmek, Salata, Eğşi (Ekşi elma suyu) Kara Çorba, Isbıt Kavurması, Mantar Kavurma, Kasap Köfte, Günlük Taze Balık Çeşitleri, Tava, Ünlü 7 Katlı Amasra Salatası, Ballı Yoğurt, Tarhana veya sütlü Keşkek, etli yaprak sarma, Mantı, perohi, Erişte, Alevli Dondurma, Kabak Tatlısı, Samsa tatlısı gibi enfes yöresel lezzetlerin tadına varacaklar.
Lezzetlerin Şehri Hatay
İnsanlık tarihini yeniden değiştiren topraklarda, Antakya’da; Habib-i Neccar Camisi, St. Pierre Kilisesi, Antakya Mozaik Müzesi, Herod caddesi, Ezan, Çan, Hazan seslerinin bir arada duyulduğu Sarımiye Camii, Cami duvarına bitişik Katolik Kilisesi ve hemen caminin karşısındaki Sinagog,Hatay’ın ilk ipekçisi Şerif Arat, Fenike cam işini üfleyen Şadi Asfuroğlu’ ziyareti ile Daphne olarak bilinen Harbiye, Samandağ, Batıayaz Kanyonu, Vespasianus-Titus Tüneli, Vakıflı köyü, Dor Mabedi, Beşikli Mağara, Hızır türbesi, Payas’ta Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi ziyaret edilecek diğer yerler arasında.
Lezzetlerin Şehrinde, Yöresel Çorba, Kaytaz Böreği, Oruk, Katıklı Ekmek, Humus, Cevizli Biber, Etli Yaprak Sarma, Aşur, Kabak Tatlısı, Tereyağlı Humus, Ali Nazik, Patlıcan Salatası, Zengin Meze çeşitleri (Biber Ezmesi), Kekik Salatası, Mevsim Salatası), Saç Oruğu, Tepsi Kebabı, Tatlı, Humus, Zeytin Salatası, Zengin Salatası (Biber Ezme, Kekik ve Naneli Süzme Yoğurt, Abuğannuç , Turşu, Roka Salatası, Mevsim Salatası), Kalamar, Jumbo Karides, Levrek, Fettuş Salata, Abugannüç, Cevizli Biber, Zeytinyağlı Humus, Zeytin ve Kekik, Süzme Yoğurt, Sucuk Roll, Şam Oruğu, Kıyma Kebap, Kuşbaşı Kebap, Piliç Şiş, Künefe ile tatlanacaksınız.
Güneşe Gömülenlerin Diyarı Göbeklitepe (Şanlıurfa – Halfeti – Gaziantep)
İnsanlık tarihi hakkında bildiklerimizi yeniden düşünmemizi sağlayan ve İnşası Milattan önce 10.000 yılına uzanan Göbeklitepe İngiltere’de bulunan Stonehenge’den 7000, Mısır piramitlerinden ise 7500 yıl daha eski. Bu keşif daha şehir hayatına geçmemiş olduğu düşünülen avcı-toplayıcı toplumların tapınak inşa etmiş olduğunu gösteren ilk örnektir. Yerleşik hayata geçişi temsil eden kültür bitkisi buğdayın atasına da Göbeklitepe eteklerinde rastlanmıştır. Kazıyı yapan Dr. Klaus Schmidt, “Önce tapınak geldi, şehir sonradan geldi” demiştir.
Tur Şanlıurfa uçuşuyla başlayacak. Önce Göbekli Tepe kazıları ziyaret edilecek. Burada alınacak aydınlatıcı bilgilerden sonra Harran’a geçilecek ardından Şanlıurfa’da kentin önemli tüm tarihi yapıtları ziyaret edilecek ve Bedesten, Sipahi Pazarı, Gümrük Hanı gibi otantik çarşılar da gezildikten sonra konaklama Şanlıurfa’da yapılacak. Akşam Sıra Gecesi’nde yöresel müzik eşliğinde eğlenip hep birlikte halay çekerek etkileyici bir gece yaşayacaklar.
Zeugma Kültür Merkezi’ndeki mozaik eserler olmak üzere tüm kültürel varlıklar tanınacak, enfes yemeklerle damaklar şenlenecek, ünlü Tahmis Kahvesi’nde kahve veya Zahter çayı sonrasında Zincirli bedesten ve Elmacı Pazarında alışveriş yapma imkanı bulunacak.
Taş Dile Gelmiş Mardin Demiş (Diyarbakır – Hasankeyf – Midyat – Mardin)
Ulu Cami, Cahit Sıtkı Tarancı Evi, Şeyh Muattar Cami (Dört Ayaklı Minare), On gözlü Köprü, Diyarbakır Surları’,Dicle Nehri kenarındaki tarihi kent Hasankeyf, Mor Gabriel (Deyrülumur) Manastırı Mezopotamya’nın ünlü şehri Dara, Su Sarnıçları, Tiyatrosu, Su Değirmeni, Baraj, Köprüsü, Kilisesi, Çarşısı, Yeraltı şehri gezileri sonrası yörenin ünlü beyliklerinden olup Mardin’ nin küçük bir kopyası olan Savur , Kıllit Köy‘ünde Mor Dimet Manastırı, bölgenin en önemli Artuklu eserlerinden olan ünlü Kasımiye Medresesi’ni, Zinciriye Medresesini Mardin’in sokaklarında yürüyerek 5. yy’da yapılmış olan ve Şar mahallesinde bulunan Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi, Artuklu eserlerinin en güzel örneklerinden biri olan minaresiyle de ünlü Ulu Cami gezilecek yerler arasında.
Mardin ve çevresinde her manastır her yapıt başlı başına birer sanat eseri, yemeklere gelince burası tam bir lezzet cenneti.
Lebeniye Çorbası, İncasiye, Bulgur Pilavı, Sembusek, İkbeybet, Salata, İsfire veya Kahiye Tatlısı
10 Çeşit Yöresel Mezelerden Oluşan “Cercis Murat Konağı Meze Tabağı, Soğanlı Yoğurt Çorbası, Nar Salatası, İkbeybet, Irok, Ekmekli Ova Kavurması, Tatlı ve Şerbet, bıçak kıyması kebabı, salata, burma kadayıf tadılacak lezzetler arasında yer almakta.
Tadıyla Tuzuyla Ayvalık (Ayvalık – Cunda – Edremit – Adatepe)
Küçükkuyu / Kazdağları ,Zeus Altarı Yeşilyurt ve Adatepe Köyü ziyaret edilecek.
Taksiyarhis Kilisesi, Aya Triyada Kilisesi, Eski Değirmen ziyaret edilecek, Aşıklar tepesi’ nden Ayvalık ve diğer adaların eşsiz manzarası temaşa edilecek.
Konuklar Macaron Konağı’nda yenecek öğle yemeğinin hazırlanmasına otel sahibesi Sn.Serap Tuncay’ın şefliğinde uygulamalı olarak katılacaklar.
Bu enfes ziyafetin ardından Macaron Mahallesi’nden başlayarak yapılacak yürüyüşle 100 yıl öncesinin etkileyici taş yapıları arasında dolaşarak Aynalı Kahvehane, Ayazma Kilisesi, Çınarlı Cami, Saatli Cami, Taksiyarhis Kilisesi Antikacılar Çarşısı ve Balık Pazarı gibi noktalar tanınacak. Bu arada ilçenin eski ve meşhur kahvehane, pastane gibi noktalarında yerel yiyeceklerin tadına bakılacak. Ayrıca İspanyol’un Yeri, Bez bebekçi, Bilart Sanat Evi gibi ara sokaklarda saklı atölyelere de uğranarak birbirinden ilginç tasarımlar keşfedilecek ve alışveriş yapılacak.
Seyahatin son gününde bir Ayvalık klasiği olarak Çamlık, Sarmısaklı , Şeytan Sofrası’na çıkıkılacak ve ardından Pateriçe koyundaki Ayışığı Manastırı gezilecek.
Yeni Trend Kemaliye (Malatya – Kemaliye – Divriği – Elazığ)
Kemaliye’nin yanı sıra Malatya, Divriği ve Elazığ da ziyaret edilecek. Öte yandan Dünya sanat tarihinde önemli bir yer alan Unesco ödüllü Selçuklu eseri Ulu Cami ve Şifahanesi bu programı daha da cazip kılan bir başka unsur olarak ayrıca öne çıkmakta.
Malatya’dan başlayacak ve iki gece Kemaliye’de konaklama yapılacak olan bu turda Dünyanın en eski sarayını barındıran Aslantepe ve Eski Malatya (Battalgazi), Kemaliye yolundaki Yeşilyurt Köyü ve müzesi de bulunan bir Alevi köyü olan Ocak Köyü gezilecek. Vali Yazıcıoğlu’nun yaptırdığı köprüden geçilerek tekne ile Karanlık Kanyon gezisi yapılacak,Ödüllü Doğa Tarihi Müzesi gezilecek, Divriği’de Unesco ödüllü Selçuklu eseri Ulu Cami ve Şifahanesi tanınacak. Sırakonak köyü ve Ahmet Kutsi Tecer’in “Orda bir köy var uzakta” şiirini yazdığı ve doğduğu köy olan Apcaağa Köyü’ne gidilecek.
Kemaliye’nin tanınmasında tarihi Taşdibi mahallesi, Seyit Ali parkı, Mani yolu, Zincirli kaya, Lökhane, Medrese ve Değirmen gibi önemli yapıtlar ziyaret edilecek Lökhane’de yöresel ürünlerden alışveriş yaparken “Bebik Kahveleri” yudumlanacak. ve Elaziğ’a geçilecek
Elazığ’da geçmişi Paleolitik Çağlar’a dayanan Harput’a çıkılacak, Harput Kalesi, Ulu Camii, Harput Müzesi’ ve Harput kadar eski Buzluk Mağarası ziyaret edilecek
Bu geziye katılanlar; Malatya’da alacakları enfes bir yöresel kahvaltıdan başka Ayran Çorbası, Kara Kavurma, İçli Köfte, Sırın, Zeytinyağlı Sarma, Lobik Çorbası, Kör Dolma, Çökelik Piyazı, Mercimek Pilavı, Pestil Çullaması, Yöresel Peynir tabağı, Etli Divriği Pilavı, Gendirme, Analı Kızlı Köfte, Özel Kağıt Kebabı, İç Pilav, Kayısı Tatlısı, Üzüm Hoşafı, Fırın Sütlaç, gibi yöresel lezzetlerle tanışma fırsatını bulacaklar.
Isparta’da Gül Hasadı
Buram buram Gül kokan toprakları siz hiç tanıdınız mı? İnsanlık tarihi kadar eski bir geçmişi bulunan Gül, tüm çiçeklerden farklı bir saltanata sahiptir. Adına kendi edebiyatını yaratmış, cennet çiçeği adını almış, şiirlerde bülbül ile olan karşılıksız aşkı dillere destan olmuştur.
4000 kilosundan bir kilo gülyağı elde edilen Gül; kokusu, kozmetik ve tedavi edici özellikleriyle başlı başına bir maceradır.
Gülün kokusunu kaybetmemesi için hasadın erken saatlerde yapılması gerekiyor. Bu nedenle tur, bir gül bahçesinin ortasında, gül kokuları eşliğinde köy ürünlerinden oluşan enfes lezzetlerle yapılan bir sabah kahvaltısıyla başlayacak.
Daha sonra gül toplamakta olan köylülerle, birlikte hasada katılmak üzere Gül Bahçelerine dalınacak. Sonra güllerin işlenip yağlarının çıkarıldığı yağhaneye geçip burada yetkililerden eski ve yeni usul yağ çıkarma işlemleri, araçlar ve üretim hakkında bilgiler alınacak.
Katılımcılar GezginDamaklar”‘ın bu seyahatinde Gül serüveninin yanı sıra tur boyunca Eğirdir Gölü, Kovada Gölü Milli parkı, Yazılı Kanyon Tabiat Parkı, Adada Antik Kenti- Kral Yolu, Pisidya /Sagalassos gibi doğal güzellikler ve antik kentler ’in yanı sıra Isparta çevresindeki tarih ve kültür varlıklarını da tanıyacaklar.
Tura katılan gezginler 1892 yılında ilk gül yağı damlacığının imbikten süzüldüğü Isparta’daki satış merkezlerinde lokumundan, reçelinden, kozmetiğine, gülden üretilmiş ne varsa alışveriş yapabilecekler, bu arada halı dokuma atölyelerini de tanıyacaklar.
Lezzet düşkünleri ise Kiremitte tereyağlı Alabalık, Fırın Kebabı, Kabune Pilavı, Üzüm Şırası, İrmik Helvası, Göl Levreği, Antalya usulü Şiş Köfte, Tahinli Piyaz, Tahinli cevizli Kabak tatlısı gibi enfes lezzetlerle damaklarını şenlendirecekler.
İnci Kefali’nin Mucize Yolculuğu (Van – Erciş – Akdamar)
Uzakrota yörelerin doğal ve kültürel varlıklarının yanısıra Gusto düşkünlerinin damak tadına hitap eden programların yanı sıra Gezginlere ” tematik seyahat programları” ile de sıradışı önerilerde bulunuyor.
İşte bu farklı tematik turlardan biri olan Van, Erçiş, Akdamar güzergahında, İnci Kefali kutsal yolculuğunun finalini yerinde izlemekle kalmayıp Van ve çevresinin Doğal ve Kültürel varlıklarını ve yöre lezzetlerini de tanıyacaksınız.
Dünyada sadece Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayan tek balık türü olan İnci Kefali her yıl ilkbaharda yumurtalarını tatlı su yataklarına bırakmak için kutsal yolculuğa çıkıyor. Şiddetli akıntının tersine doğru göç eden milyarlarca balık önlerine çıkan engelleri zıplayarak geçmeye çalışıyor. Bunu başardıktan sonra yumurtalarını tatlı suya bırakıyorlar. Bu mücadeleyi yerinde izlemek istemez misiniz?
Seyahatin ilk durağında, Urartu eserleriyle öne çıkan Van Arkeoloji Müzesini ziyaret edecek, daha sonra öğle yemeğinde damaklarınız Kris (Üzüm ve köfteden oluşan sulu bir yemek) veya Et Tava, Ev Baklavası ile yöresel lezzetlerle tatlanacak ve heyecanla, turun en keyifli anlarından birine şahit olacaksınız.Balık Bendi diye bilinen mini şelaleyi geçmeye çalışırken, Erciş’te Deliçay‘a doğru göç eden balıkların uçma çabaları gözlemlemeye değer. Fotoğraf çekmenin keyfine varacağınız bu doğal anın her karesi müthiş olacak emin olun. Bu olağanüstü durum karşısında balıkların üremek için verdikleri kutsal mücadeleden etkilenmemek mümkün değil.
Bu seyahatin diğer lezzetleri; “Keledoş, İnci Kefali Dolması, Su Böreği ve Kayısı Tatlısı Ayran Aşı Çorbası, Van Kavurması, İçli Pilav, Van’ın ünlü Kahvaltı çeşitleri.
Coccinellaların Yaza Uyanışı
Ömrünüzde mutluluk, heyecan duyarak tanıklık ettiğiniz Doğa olayları çok azdır.
Bu fantastik seyahat programında belgesel keyfinin yaşandığı, sene’de bir kez gerçekleşen bu doğa olayına tanıklık edenleri heyecanla izledik yaşadık, gördük…
Kendinizi Cennet’te hissedebileceğiniz Uludaz Tepesinde Kayalıklardasınız.,Binlerce UÇ, UÇ BÖCEĞİ KOLONİLERİ’ni keşfederek, onların muhteşem renkleri ile doğaya nasıl dokunduklarına şahit olmak & dilekler tutmak muhteşem bir duygu bırakıyor insanda.
Hıdırellez gelir dilekler tutulur, gül ağaçlarına niyetler asılır…Ama bu başka bir duygu, onbinlerce uğur böceği arasında BİNBİR DİLEK…
Latince adıyla Coccinella’lar, tıpkı kutup ayıları gibi, kış gelince metabolizmalarını dondurup kış uykusuna yatarlar. Yaz aylarında yeniden uyanarak bölgeye canlı ve renkli bir görüntü kazandırırlar.
Uludaz zirvesinde metrekarede 6.000-10.000 arasında rastlanan uğur böcekleri genellikle taş ve kayaların altında barınıyorlar ve neden bu bölgeyi tercih etikleri konusunda araştırmalar devam ediyor…
Uğurböcekleri, bitkilerde zarara yol açan yaprak bitleri, kabuklu bitler, unlu ve mumlu bitlerle birçok böcek türünün yumurtaları ve larvalarıyla besleniyor. Böylece bitkilere zarar veren böcek ve akarlar tarım ilaçlarıyla çevreyi zehirleyerek değil, ilaçsız bertaraf edilmiş oluyor. Ergin bir uğurböceği günde ortalama 100 yaprak biti yiyebiliyor. Buna göre mücadele için milyarlarca lira bütçe ayrılsa dahi, uğurböceklerinin yaptıkları yapılamaz.
Önümüzdeki sene bu Tur’a şimdiden yerinizi ayırmanızı öneririm…Giderken dileklerinizi bir kağıda yazmayı unutmayın…O muhteşem ambiansda unutulabilir.
Tüm bu tematik turlara Gezgin Damaklar üzerinden kayıt yaptırabilirsiniz.
1 Comment
dilekler ne zaman yazılıp ne zaman denize atılıp