Kim demiş seyahatler, tatiller sorunsuzca geçer gider diye. İyi planlanmamış her tatil, kötü anılarınızın çoğalma olasılığını da beraberinde getiriyor. Size çok basitmiş gibi gelen birçok detay, aslında seyahatinizin tümünü etkileyebiliyor. Tatilinizi olumsuzluklardan uzak geçirmek için bu ayrıntılara dikkat etmenizde fayda var. İşte en sık yapılan tatil hataları…
Trafiği düşünmeden yola çıkmak!
İple çektiğimiz resmi tatil günleri ve bayram tatilleri için hemen hemen hepimiz aynı gün yola koyuluyoruz. Aynı anda birçok insanın şehirden kaçışı ve geri dönüşü trafiğin içinde kaybolup tatilimizden hiçbir keyif alamamamıza neden oluyor. Böyle durumlarda çoğu kişinin yola çıkacağı tarih ve saatleri düşünüp daha önce ya da sonrasında yola çıkmak çok daha faydalı. Alternatif ulaşım seçeneklerini kullanmak, herkesin uyuduğu saatleri tercih etmek de sizi trafikten alıkoyabilir. Standart tur paketleri ile yapacağınız seyahatlerde ulaşım ile ilgili tercih yapamayacağınız için bu konuda sıkıntı çekmeniz normal. Ancak bir kişisel seyahat tasarımına sahipseniz kim bilir trafiksiz bi tatile çıkmak çokda zor değildir.
Otelinizin her yere uzak olması!
Seyahatlerinizde konaklayacağınız otellerin, pansiyonların özellikle lokasyon özellikleri çok mühim. Havaalanına uzaklığının dışında, asıl gezmek istediğiniz noktalara çok uzakta konaklamak tatilinizi tatil olmaktan çıkarabilir. Her sabah şehrin merkezinden gezilecek ana noktalara transfer halinde olmak hem vakit kaybı hem de sıkıcı bir seyir. Seyahatinizin ana noktalarını belirleyip, buna göre bir konaklama lokasyonu belirlemek size her türlü avantaj sağlar. Kişisel seyahat tasarımın adımlarından biri olan otel seçimi, bir tatili zehir ya da vezir edebilecek kadar önemlidir.
Güvenlik sorunu…
Her kent güvenli olmayabilir. Ancak bu o kenti gezip göremeyeceğiniz anlamına da gelmesin. Gezeceğiniz şehir ya da kasabalarda hırsızlık oranından bi haber şekilde gezmek, tatil anılarınızı kötü hatırlamanıza neden olabilir. Örneğin Barcelona’da kapkaç vakalarının sık yaşandığını bilmek, öncesinde tedbir almanıza ve bu olasılığı göz ardı etmeden seyahat etmenize sebep olur.
Hava durumuna baktınız mı?
Tatiliniz için her zaman tüm olasılıkları düşünmekte fayda var. Deniz-kum-güneş tatiline dahi gidiyor olsanız, bavulunuza ince bir hırka yahut yağmurluk sıkıştırabilirsiniz. Düşünsenize bi anda başlayan ve hiç durmayan bir yağmurla üşütüp, hasta olduğunuzu… Hatta otel odasından dışarı çıkamadığınızı… Bahar ayında çıkılan gezilerde hem soğuk, hem sıcak hem de yağmurlu hava şartlarına göre hazırlık yapılmalı. Gideceğiniz bir köy, bağlı olduğu şehre göre farklı bir iklime sahip olabilir. Deneyimli seyahat tasarımcılarıyla size özel bir seyahat tasarımında bu ipuçlarını yakalamak mümkün.
Bu gezi size göre mi?
Eğer seyahatinize bir konsept katmaya karar verdiyseniz bunu bir kez daha düşünün. Örneğin bisiklet ile gezecekseniz bisiklete binmeyi çok sevdiğinize ve bu işin belli miktar dayanaklılık ve güç gerektireceğini bilmelisiniz. Ya da bir sanat turuna katılmak ne kadar size göre? Sanat müzelerini gezerken aklınız şehrin yemek kültüründeyse belki de sizin gezi konseptiniz yemek üzerine kurulu olmalı. İlginizi çekmeyen konseptlere kapılmak yerine, kendinizi tanımayı deneyin.
Sağlığınızı tehlikeye atmayın!
Seyahatinizde tercih ettiğiniz yerin iklim koşulları kadar bulaşıcı hastalık riskini de mutlaka göz önünde bulundurmalısınız. Eğer tropik bir adaya ya da Güney Afrika’da safariye gidiyorsanız öncelikle o ülkeyi tanıyın ve hastalıklarına karşı aşılanın. Mevcut rahatsızlıklarınızın gerektireceği medikal tedbirleri de almayı ihmal etmeyin. Doğa ile baş başa bir buluşma planlamış olabilirsiniz. Oldukça sessiz ve sakin, güneş şemsiyesi dahi bulamayacağınız bakir bir plaj tercihi çok çekici geliyor olabilir. Tüm gün fark etmeden güneş yanığı olma riskinizi düşündüyseniz neden olmasın… Kişiye özel seyahat uzmanları size gideceğiniz noktaların tüm avantajlarını ve dezavantajlarını hatırlatır.
Seyahatte plan her şeydir!
Seyahate planlamadan çıkmak hiçbir şey yapmadan geri dönmenize neden olabilir. Vaktiniz, bütçeniz ve öncelik sıralamalarınızı doğru konumlayarak oluşturulmuş bir kişisel seyahat programı ile böyle bir riski ortadan kaldırabilir ve seyahatinizden yüzde yüzlük bir verim alabilirisiniz. Hangi restoran nerede, o restoranın yakınındaki müze ve ardından gideceğiniz bir diğer sanat galerisi nereye ne kadar yakın. Tüm bunları planlamadığınız takdirde hem vaktinizi hem de enerjinizi boşa harcamış olursunuz.
Kapalı müze önünde kala kalmak!
Seyahat döneminizde gideceğiniz şehirde belki de bir resmi bir tatil var ve her yer kapalı. Sessizlikten hoşlanıyorsanız belki güzel ama şehrin ruhunu ne kadar yakalayabilirsiniz? Peki ya gitmek istediğiniz müzelerin hangi saat aralığında açık ve ne zaman kapalı olduğunu biliyor musunuz? Eğer bunları bilmeden yapacağınız bir geziye çıkıyorsanız muhtemelen bir müze ya da tarihi bir kale kapısında üzüleceksiniz.
Aç kalabilirsiniz!
Seyahate gittiğiniz şehrin yemekleri de çok önemli bir detay. Eğer bir vejetaryenseniz, şehirde vejetaryen restoranları aramak yerine uzman seyahat tasarımcılarının sizin için önerdiği restoranları avucunuzda hissetmek çok daha keyifli değil mi? Ya da çok baharatlı yemeklerden hoşlanmıyorsanız Hindistan’da ne yiyeceğinizi düşünmenizde fayda var. Yemek kültürüne uzak olduğunuz şehirleri gezmekten vazgeçmek yerine sizin için alternatif üreten bir seyahat tasarımını seçebilirsiniz.
Kaynak: Jabiroo
1 Comment
bu güzel yazı için kendi adıma çok teşekkür ederim.ben okudum ve çok faydalı buldum özelliklede plansız seyahatlere çıkan biri olarak benim için faydalı bilgiler edindim