Facebook, seyahat markalarının tekliflerini sergilemek ve müşterilerle ilişkileri geliştirmek için proaktif bir şekilde bu kritik aşamalarda gezginlere ulaşmalarını ve onları bulmalarını sağlıyor.
Geçtiğimiz ay Phocuswright Europe konferansında konuşan Facebook Küresel Seyahat Stratejisi Başkanı Nikhilesh Ponde, günümüzde mevcut olan teknolojilerin ve yeteneklerin, seyahat markalarının ve müşterilerin daha sorunsuz bir seyahat deneyimi yaratmak için birlikte çalışmasına izin verdiğini söyledi.
Facebook seyahat ortaklarının en çok istedikleri üç şeyin, özellikle de mobil olarak büyümeyi teşvik etmenin yanı sıra müşterilere doğrudan ulaşmak ve markalarını farklılaştırmak olduğunu da belirtti.
Bu konulara değinmek için, Ponde insan odaklı bir pazarlama yaklaşımının iş dünyasına yardımcı olabileceğini söylüyor.
İnsan tabanlı pazarlama nedir?
Ponde, insan tabanlı pazarlamanın insanları zaten anlamlı ve yaratıcı şekillerde zaman geçirdikleri platformlarda hedeflemek olduğunu söylüyor. Kendisi, “mobilin önce geldiği bir dünyada, insanlara nasıl ulaştığımızı yeniden düşünmek çok önemlidir diyor.
Ponde; “Hepimiz biliyoruz ve farkındayız ki insanlar gün geçtikçe mobil cihazlarla daha fazla vakit harcıyor, ancak seyahat endüstrisindeki reklam harcamasının medya karmasına baktığımızda, bu bilincin pazarlamacıların müşterilerine ulaşmak için ne şekilde seçim yaptığına olan yansımasını görmüyoruz
Örneğin IDC’den bir istatistik, bu yıl Avrupa’da seyahat reklam harcamalarının% 14’ünün mobil cihazlara ayrılacağını tahmin ediyor. Ancak müşteriler, zamanlarının% 25’ini mobil cihazlara harcıyor. Bu çok büyük bir boşluk. Pazarlamacılar olarak, önceliklerimizi agresif bir şekilde mobil cihazlara göre yeniden dengelememiz gerekiyor” dedi.
Davranışları anlama
Mobil cihazları kullanan insanlara ulaşabilmek için pazarlamacıların onların davranışlarını da anlamaları gerekir. “Mobil, kullanıcıların davranışlarını henüz değiştirmedi. mobil cihazlar, gün geçtikte hayatımızda daha fazla yer almaya devam ediyor” diyor Ponde.
Kullanıcıların %78’i, günlük olarak sosyal, video ve mesajlaşma kategorilerinde bulunan üç uygulamada zaman harcıyor. Her ay Facebook’a iki milyardan fazla insan giriş yapıyor ve 800 milyondan fazla insana Instagram kullanıyor. Mesajlaşma için, en çok indirilen 10 uygulamadan altı tanesi ise mobil mesajlaşma uygulamaları.
Ponde, Facebook’un insanların sadece mesajlaşma uygulamaları yoluyla işletmelerle iletişim kurmayı tercih etmediğini, aynı zamanda bu platformlar aracılığıyla kendilerine sunulan işletmeleri kullanmayı tercih ettiğini tekrar tekrar söyledi.
Kendisi, “Bu, günün sonunda misafirperverlik ve gezginlere hizmet etmekle ilgili olan sektörümüzle son derece alakalıdır Messenger ve WhatsApp gibi platformlar, seyahat markalarına tercih ettikleri kanallar aracılığıyla tüketicilerle gerçek, bire bir ve sürekli sohbet etmeye ve seyahatleri boyunca kendileriyle alakalı kalmaya olanak veriyor” dedi.
Ponde, mesajlaşma işletmeleri için bu tercihin, müşteri beklentilerindeki temel değişikliklerden sadece bir tanesi olduğuna inandığını söylüyor. İnsanlar, işletmelerin talep üzerine kullanılabilir olmasını isterken, işletmeler, tüketicilerin kullandıkları platformlarda ürünleri kullanılabilir hale getirmek için açık yapıları benimsemeye ihtiyaç duyuyor.
Markalar, bu platformları kullanarak büyük çapta müşterilere ulaşma potansiyeline sahip ve Ponde, Facebook’un seyahat için dinamik reklamlar ve seyahat etmeye fazla niyetli olan yolculara ulaşmak için seyahat etme seçeneği gibi reklam çözümleri oluşturduğunu söylüyor.
Facebook çözümü
Ponde, insanların Facebook ile nasıl etkileşim kurduğuna ilişkin en büyük büyük sonuçlardan birinin, platformun çok fazla seyahat amacına sahip olması olduğunu söylüyor. İnsanlar alışveriş yaptığında, Facebook’a yaptıkları aksiyonlara ilgiyi ve niyeti işaret ediyor ve her bir eylem niyet bir sinyal ortaya çıkarıyor.
Facebook’la iş ortaklığı yapan seyahat markaları, müşterileri hakkında bildiklerini arttırabilir ve Facebook’un makine öğrenimi algoritmaları, platformun marka hakkında bilgi sahibi olan kullanıcılarla ürünleri, doğru kişilere ulaştırmak için birleştirir.
Ponde; “Bu yaklaşımın anlamı, insanların sitenize gelmesini veya ürün aramasını beklemek yerine, ürününüzün platformumuzdaki doğru insanları aramaya başlaması. Bunu yaparak, dijital olarak geleneksel dezavantajlı olanlar da dahil olmak üzere tüm seyahat reklamverenleri için daha iyi bir oyun alanı sağlayabiliriz” dedi.
Ponde, yaklaşımın kişiselleştirmeyi daha anlamlı hale getirdiğini ve otomatik bir süreç haline geldiğini söylüyor. Upselling ve cross-selling de dahil daha kusursuz hale gelir diyor.
Video ve ötesi
Ponde “İnsana dayalı pazarlamanın bir diğer önemli unsuru da müşterilere tercih ettikleri formatta konuşmaktır ve bu da giderek “video haline geliyor” diyor.
Cisco, 2021 yılına gelindiğinde, tüm mobil veri trafiğinin% 78’inin videodan geleceğini tahmin ediyor ve kullanıcıların %79’u bir sayfada metin okumaktan ziyade bir ürün hakkında bilgi edinmek için video izlemeyi tercih ediyor.
Seyahat endüstrisinin karşılaştığı zorluk, insanların en ucuz seçenekleri tercih etmeyi istemeseler bile fiyat temelinde alışveriş yapmalarıdır.
Ponde; “Şu andaki dağıtım kanallarımız sunduğunuz ürünlerin tam değerini iletemez, ancak video bunu çok güzel yapabilir. Bu, ürün ve hizmetlerinizin tam zenginliğini ileterek markanızı ayırt etmenin etkileyici bir yolu” dedi.
Kendisi, Instagram hikayelerinin, kitlesel benimsemede görülen önemli bir format olduğunu, neredeyse her gün 300 milyon kişinin platformu kullandığını belirterek devam etti.
Ponde; “Geleceği düşündüğünüzde, daha da etkileyici deneyimler görmeyi umuyoruz” diyor ve Facebook’un artırılmış gerçeklik ve 3D görüntüler ile çalıştığını, bunun seyahat endüstrisindeki pazarlamacılar ile deneyimleri, destinasyonları ve ürünleri sergilemek için son derece alakalı olduğunu” düşündüğü ekledi.