“Adım Boglarka Balogh” diyor araştırmacımız, “34 yaşında, dünyayı gezen ve insan hakları hakkında yazan Macar bir gazeteciyim.
Boglarka’ya yeni başladığı işinde bir ilham gelir ve Csaba Szabo adlı bir grafik tasarımcıdan destek alarak kendi doğal fotoğrafını, 7 farklı Afrika Kabile üyesi formuna sokar.
“İlhamı Afrika’nın pek çok ülkesinde geçirdiğim süreçten aldım. Orada nesli tehlike altında olan ve süratle yok olan pek çok kabile ile ilgili durumun bilincine vardım.” diyor.
Bu portrelerin dünyanın bir diğer ucunda nasıl farklı güzellikler olduğunu ve bizim farklı formlarda da çok güzel olduğumuzun bir kanıtı olduğunu gözler önüne seriyor. Resmen yok olmanın eşiğinde bu nefes kesici kabilelerin muhteşemliklerini sunuyor.
HIMBA KABILESI
Himba Kabilesi Kuzey Namibia ve Güney Angola bölgelerinde yaşayan 50bin kişilik popülasyonuyla kendisine özgü bir grup. Kabilenin üyeleri yarı-göçebe, kırsal ve ağırlıklı olarak yağlı kuyruklu koyun ve keçi hayvancılığı yapan çiftçiler; ancak varlıklarını ellerindeki sığır sayısı belirliyor. Himba kadınları özellikle, Himba erkekleri gibi, kendilerini otjize adlı bir hamur ile kaplamalarıyla belirginlik sağlarlar. Otjize, tereyağı ve toprak boyası pigmentlerinin kozmetik bir karışımı. Uzun süreli su kıtlığı sürecinde cildi temizlemek ve kendilerini aşırı sıcak ve kuru havalardan olduğu kadar sinek ve böcek ısırıklarından da korumak için kullanılıyor. Bu kozmetik karışım bazen omuzumba ağacının aromatik reçinesi ile parfümleniyor, cilde ve saçlara turuncu veya kırmızı tonlarda belirgin bir doku veriyor.
Otjize, bugün estetik ürünlerinin en önde gelen maddelerinden birisi olarak kabul ediliyor; dünyanın en zengin kırmızı rengi, hayatın özü kanı sembolize ediyor, ve Himba güzelliği ile bağdaştırılıyor.
KARO KABİLESİ
Karo Kabilesi 1500 kişiden oluşan, Etiyopya’nın güney batısında yer alan Omo Vadisi‘nde bulunan küçük bir kabile. İnsanları, kendilerini komşu kabilelerden, kusursuz vücut ve yüz boyama teknikleriyle farklılaştırıyorlar.
Bölgelerinde bulunan renklendirilmiş koyu sarı toprak boyası, beyaz tebeşir, sarı mineralli kaya, kömür, ve toz haline getirilmiş demir cevheri ile elde edebildikleri tüm doğal kaynakları kullanıyorlar. Vücutlarındaki spesifik dizaynlar güncel olarak ve içeriğe göre değişebiliyor, zaman zaman yıldızlar, puantiyeler ya da kimi zaman beç tavuğu tüylerini betimleyen hayvan motifleri ya da en popüleri vücut ve bacaklarda el baskısı uygulanabiliyor. Karo erkekleri ise kendilerine, statülerini, güzellikleri ve cesaretlerini simgeleyen, ayrıntılı saç tasarımları ve başlıklar yaratmak için kil kullanırlar. Karo kadınları ise boncuk ve deniz kabukları ile süslenmiş bir kat peştemal giyerler. Saçları kırmızı kille yağlanır ve bir takke şeklinde kesimi yapılır.
Karoluların günlük sanatsal etkinlikleri, kendilerini memnun etmek, gururlandırmak ve toplum içinde saygı görmeleri için sembolik düzenlenir. Tabi bu ritüeller bir o kadar da karşı cinsi etkilemekte önemli yer tutar. Bu kur dansları sıkça düzenlenir ve elbette bu çılgın, tutkulu danslar evlilik ile sonuçlanır.
TURKANA KABİLESİ
988 bini aşkın popülasyona sahip Turkana Kabilesi Kuzey-Batı Kenya’nın Turkana’sındaki, Nil bölgesine ait yarı göçmen yerli halktır. Turkanalar deve yetiştiriciliği ve semet örmeleriyle tanınırlar. Besi hayvanı yetiştirmek ise kültürlerinin önemli bir bölümünü kaplar. Keçi, deve, eşek ve hint öküzü ahırlarında en çok değerlendirilen çiftlik hayvanlarıdır. Bu toplulukta çiftlik hayvanları yalnızca et ve süt üretimi için önem taşımaz, aynı zamanda gelinin çeyizi ya da başlık parası olarak da kullanılır. Çoğunlukla genç bir adama hayvancılığa başlaması için bir keçi verilir hayvancılık ile sürüsünü çoğaltabilir. Böylece yeteri kadar besi hayvanı biriktirebildiğinde, onları bir eş alırken pazarlık konusu edebilir. Kabile erkekleri için, eşlerinin sayısı, besi hayvanlarının sayısına bağlı olacağı ve pazarlık söz konusu olacağı için çok eşlilik nadir görülen bir şey değildir.
Geleneksel olarak, erkekler de kadınlar da ya dikdörtgen dokunmuş ya da hayvan derisinden yapılmış şallar takarlar. Kadınlar geleneksel olarak boyunluklar gibi kolyeler takar ve kalan uçlarına boncuklar takacak şekilde saçlarını kazırlar. Genelde iki parçadan oluşan giysiler giyerler, birisi üstlerini kaplarken diğeri beli saracak şekilde bağlanır. Geleneksel olarak deriden şallar, devekuşu kabuğundan yapılmış boncuklarla süslenmiş olur ve iç çamaşır olarak kullanılır. Ancak bu zamanlarda pek kullanıldığı söylenemez.
MURSİ KABİLESİ
Etiyopya’da Omo vadisi boyunca, Nil yöresinden etnik bir kabile olan Mursiler, 7500 kişilik popülasyonuyla en isole olmuş topluluklardan bir tanesidir. Bu etnik grup ayin, eğitim ve disiplin prosedürlerine tabi tutulur. Mursi ve Surma’ların en belirgin özellikleri dudaklarına yerleştirdikleri plaklar. Bunlar sanırım Afrika’daki, alt dudağına ahşap ya da çömlekten plaka (ya da tabak) yerleştiren son gruplar. Etiyopya’nın Aşağı Omo Vadisi‘ndeki Mursi kadınları, evlenmeden 6 ila 12 hafta önce, yani yaklaşık 15-18 yaşları arasında, annelerine ya da akraba bir kadına alt dudaklarını deldirirler.
İlk delik, 1-2 santim büyüklüğünde olur ve basit bir ahşap mandal takılır. İlk delik 2-3 hafta içinde iyileştikten sonra yerine biraz daha geniş olanı takılır. 4 santim çapına ulaştığında, kilden yapılmış ilk dudak plakası yerleştirilir. Her kadın kendi tabağını kendisi yapar ve üzerine bir süsleme ekleyerek kendisini onurlandırır. En büyük çapları 8’den 20 santimi bulur.
ARBORE KABİLESİ
Arbore Kabilesi, Etiyopya’nın Omo Vadisi’nin güney batısında 6850 üyelik minik bir kabile. Dansları ve şarkılarıyla tanınan bir gruptur. Şarkılarının negatif enerjiyi giderdiğine ve negatif enerjisiz bir toplumun refah düzeyinin yükseleceğine inanırlar. Arbore Kabilesi üyeleri Omo Vadisi’nin diğer kabileleri gibi boyanmayı ihmal etmez ve hem evlilik içindeki statülerini, hem de hoş görünmelerini sağladığını düşündükleri için sıra sıra kolyeler takmayı ihmal etmezler. Çoğunlukla da kadınlar, başlarına örttükleri siyah bir şal bulundururlar.