Aşırı turizm sadece rahatsızlık verici değildir; bir destinasyonun aynı zamanda UNESCO statüsü gibi maddi kıymetini yitirmesine de sebep olabilir.
-Sarah Enelow
Aşırı gayrimenkul geliştirme Karadağ’ın tarihi yeri Kotor’u tehlikeye atıyor. Birleşmiş Milletler miras koruma birimi ise onu Dünya Mirası Listesinden çıkarmakla tehdit etmekte.
Venedik ve Avusturya-Macaristan saraylarıyla ve surlarıyla bir orta çağ kasabası olan Kotor, Adriyatik’in resmedilmeye değer Boka Kotor koyunda yer alıyor. 1979’dan beri UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı olarak sınıflandırılmaktadır.
Unesco, aşırı mülk inşasının ve büyük kruvazör gemilerinin Kotor’un küçük limanına girebildiği kontrolsüz turizmin şehrin tarihi kısmını tehlikeye attığı gerekçesiyle 2000’lerin başından beri Kotor’u uyarmaktadır.
2016 Temmuz ayında UNESCO baskıyı arttırmış ve Karadağ’dan Kotor’un Dünya Mirası Listesinde kalmasını istiyorsa eğer problemin mart ortasına kadar çözülmesini istemişti.
Şubat ayında Karadağ hükümeti, Kotor’un listeden çıkarılması prosedürünün başlatılmasını engellemek için son anda harekete geçerek Nisan ayında yürürlüğe girecek olan geçici inşaat yasağı emrini verdi.
5 Nisan’da yasağın yürürlüğe girmesinin hemen öncesinde ise şehrin içinde bazı büyük turistik komplekslerin yapımına izin verdi. Bu mesele şu anda, parlamentodaki muhalefet tarafından yürütülen yerel hükumet, ulusal hükumet ve önceki şehir meclisi arasında bir anlaşmazlığa batmış durumda.
Kotor’un belediye başkanı Vladan Jokic “Şu an, önceki (yerel) idarenin yaptığı yanlışı düzeltmek için bir şeyler yapılıyor iddiası ile (ulusal hükümet tarafından) şehrin gelişimini durdurmaya çalışan sahte bir sürecin içinde olduğumuzu düşünüyoruz” diyor.
2006’da bağımsızlığını kazandığından beri Karadağ, turizm gelirlerinden ve Adriyatik kıyısındaki gayrimenkul geliştirmeden ekonomik çıktısının 4’te birini üretti. 2016 yılında turizm gelirleri GSYİH’nın %22.1’ini oluşturuyordu.
O sırada, umursamaz konut inşası iltimas ve kayırma ile birleşti ve durumu daha da kötüleştirdi.
Mimar Sandra Kapetanovic gayrimenkul patlaması ile ilgili endişelerin 10 yılı aşkın süredir var oluğunu söyledi.
“UNESCO’nun Dünya Mirası Komitesi aşırı şehirleşmenin olumsuz etkileri üzerine 2003 yılından beri uyarılar yapmaktadır” diye belirtti.
293 km uzunluğundaki Karadağ sahili şimdi düzinelerce bitmemiş ve terk edilmiş beton yapıların da bulunduğu binalara boğulmuş durumda. Kotor’un sarayları betondan modern yüksek konutların gölgesinde kalmaktadır.
Yakınlardaki Dobrota kentinin sakini olan Olivera, yeni evlerin bölgeyi mahvettiğini söylüyor.