Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Yanköy yakınlarındaki Sillyon Antik Kenti, keşfedilmeyi bekliyor…
Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Sillyon Antik Kenti Kazı Başkanı Doç. Dr. Elif Özer,Sillyon Antik Kenti’nin Antalya’daki antik kent ve ören yerleri arasında en ilginç yerleşim yerlerinden biri olduğunu söyledi.
Truva Savaşı’ndan sonra göçlerin başladığı bir dönemde kurulduğu belirlenen şehrin Antalya Ovası’nın tam ortasında bir tepede olması nedeniyle günümüze kadar korunduğunu anlatan Özer, Sillyon’un erken dönem tarihi kaynaklarda iskan gören bir şehir olduğunu ifade etti.
Özer, şehrin milattan önce 6 ve 5. Yüzyıllarda Persliler tarafından kale şehir olarak kullanıldığı, Büyük İskender’in Mezopotamya’dan çıkıp Anadolu’ya girmesiyle kentin silüetinin de değiştiğini kaydetti.
Doç. Dr. Özer, şöyle devam etti:
“Büyük İskender, Pamfilya bölgesine geldiğinde buradaki kentleri ele geçirmek istiyor. İskender, Sillyon’a iki kez geliyor. Bazı antik kaynaklarda belirtildiğine göre, Büyük İskender’in ‘teslim olun’ çağrısına karşılık Sillyon halkı direniyor. Bir süre burayı işgal etmeyi deneyen İskender, bu isteğine kavuşamadan geri dönüyor. Tarihi kaynaklar, Sillyon’un Büyük İskender’in ele geçiremediği birkaç şehirden biri olduğunu gösteriyor.”
Sillyon’un jeopolitik konumu nedeniyle Helen, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar tarafından kullanılan bir kent olduğunu anlatan Elif Özer, Selçuklular tarafından yapılan taş caminin ise halen ayakta olduğuna dikkati çekti.
Yapılacak restorasyonla caminin ziyarete açılabileceğini belirten Doç. Dr. Özer, ”Selçuklular ve Osmanlılar antik yapılara hiçbir şekilde zarar vermemişler ve korumuşlar. Bu nedenle kenttin birçok yapısı doğa şartların uğrattığı zarar dışında bir zayiata uğramamış. Özellikle Helenistik döneme ait yapılar oldukça iyi korunmuşlar” dedi.
KENTLE YAŞIT SU KAYNAĞI
Antik kentte henüz kazı çalışmalarının başlamadığını, yüzey araştırmalarının ise sürdüğünü belirten Özer, bu çalışmalar sırasında turkuaz mavisi kap kacak parçaları, Selçuklu dönemine ait olduğu belirlenen minik insan başı gibi buluntuların gün ışığına çıkarıldığını kaydetti.
Kent tiyatrosunun 1969 yılındaki heyelanda yıkıldığını ve 11 basamağının ayakta kaldığını ifade eden Özer, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda tiyatronun tamamen yok olacağına işaret etti.
Özer, kaynağı Sillyon Antik Kenti eteklerinden çıkan su kaynağının ise yüzyıllardan beri insanlar tarafından kullanıldığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Bu kaynak hiç kurumadan yüzyıllar boyunca akmış. Bu civardaki insanlar tarafından bu su biliniyor ve kullanılıyor. Oysa bu kaynak suyunun tanıtımı yapılsa, bölgeye olan ilgiyi de artırır. Çok güzel bir tadı var. Sillyon adını verdiğimiz bu su, kentle belki de aynı yaşlarda. Bu suyun ölçüm çalışmalarını yapıyoruz. Selçuklular ve Osmanlılar da suyun çıkış noktasına bir çeşme yaparak suyun kullanımına devam etmişler.”
Sillyon Antik Kenti yakınlarındaki yerleşim birimlerinde yaşayan vatandaşlar ise antik kentin yeterince tanıtılmadığından yakındılar.