Karadağ sınır kapısı Dubrovnik’ten 15 dakika uzaklıkta olmasına rağmen neden bu kadar az kişinin Karadağ’a geçtiğini çok merak ettim. İçimden de acaba burada gezecek pek bir yer yok mu diye geçirirken bir anda muhteşem ormanların arasında süzülüp Herceg Novi’ye geldik. Herceg Novi, Karadağ dilinde Yeni Hersek demek (Bosna-Hersek’ten çalmışlar).
Burada bir Osmanlı Kalesi mevcut ve o bölgeyi gerçekten çok iyi bir şekilde kontrol edilebilecek bir yamaca kurulmuş. Burada pek oyalanmadan Kotor’a geçtik. Kotor’a giderken tanıştığımız Karadağlılar Kotor için Avrupa’nın yeni sosyetik tatil yeri dediler, gerçektende öyle Kotor inanılmaz bir doğa ve tarih yatağı.
Doğal bir liman olan Kotor, dar boğazlarla birbirine bağlayan dört koydan oluşur. Koyun çevresindeki çıplak dağlar kıyıya dik bir biçimde iner. Turunçgillerin ve astropik iklime özgü bitkilerin yetiştiği kıyılarda çok sayıda turizm tesisi vardır.
Kotor Körfezi Dördüncü Zaman’da deniz düzeyinin en son yükselişi sırasında bu bölgedeki vadilerin sular altında kalması sonucunda ortaya çıktı. Yanında Lovćen ve Orjen dağlarının yükseldiği, kıyıları girintili çıkıntılı derin bir körfezdir. Körfez, Verige boğazıyla birbirinden ayrılan iki büyük havzadan (Tivat koyu, Kotor ve Risan körfezi) meydana gelir.
Körfezin çevresini dolaşan karayolu birkaç küçük yerleşmeyle turizm tesislerini birbirine bağlar. Bu yerleşmelerin en eskisi, MÖ 3. yüzyılda bir Illyria kenti olarak kurulan ve sonradan Romalıların yönetimi altına giren Risan’dır. Körfezin çevresinde Roma döneminden kalma birçok yerleşmenin kalıntıları vardır. Körfezin girişinde 1382’de kurulmuş ve sonradan Osmanlı, İspanyol, Venedik, Rus, Fransız ve Avusturya işgali altında kalmış olan Hercegnovi yer alır. Hercegnovi’nin doğusunda eski dönemlere ait bir hazinenin saklandığı Savina Manastırı (1030) bulunur.Ortaçağda Kotor kasabası ve öteki limanlardan sağlanan gemilerle bir “Körfez (Boka) Filosu” oluşturulmuştur; başlangıçta ticaret amacıyla kurulan bu filo 19. yüzyıla gelinceye değin deniz savaşlarına ve korsanlara karşı girişilen çarpışmalara katılmıştır.
Avrupa’nın en güzel turistik yörelerinden biridir. Ayrıca balıkçılık çok canlıdır. Başlıca limanları Tivat, Risan, Prčanj ve Kotor’dur.
Bunları unutmayın;
- Kaleye tırmanmak ve inmek toplamda 1,5-2 saat arasında sürüyor. Vaktiniz müsaitse, sabah erken ya da akşamüstü çıkmayı tercih edin.
- Spor ayakkabı, ince bir t-shirt, şort ya da pantolon tercih edin. Yanınıza küçük bir şişe su almayı unutmayın.
- Kale içine 2-3 saat vakit ayırın. İçinde görülmesi gereken bir sürü kilise, hediyelik eşya mağazaları, oteller ve restoranlar var. Ayrıca banka ve postane de bulunmakta.
- Gece en hareketli yerlerden biri kale içi. Hem yemek yiyip, birşeyler içebilir, hem alışveriş yapabilirsiniz.
Bunlara dikkat edin;
Sabah kahvaltıları otellere göre değişiklik gösteriyor. Kahvaltıların vazgeçilmezi peynir, sosis ve yumurta. Kaldığımız otelde yumurta ve sosis siparişleriniz alınıp dilediğiniz gibi pişiriliyor. Bal, reçel, tereyağı küçük kutularda, mısır gevreğini çok seviyorlar. Siyah çayı pek bilmiyorlar. Otellerde ve mönülerde var ama yerel halk pek içmiyor. Ama bütün bitki çaylarını bulabilirsiniz. Kahve ve kutu meyve suyu en çok tükettikleri içecek. Budva’da kahvaltıda börek ve kek gibi hamur işleri varken burada sadece ekmek vardı. Bir de zeytin bilmiyorlar. Yine Budva’da ki otelde küçük bir tabak da olsa yeşil zeytin varken, burada sadece pizzaların üzerine bir iki tane yeşil zeytin koyuyorlar.
Küçük büfelerde ve pastanelerde peynirli kocaman pizza dilimleri ve hazır köftelerden yapılmış dev hamburgerler 1-2 euro arası. Tercih ederseniz rahatça doyarsanız. Bir şişe bira da yaklaşık aynı fiyatlarda.
Sahil yolunda üç tane yanyana restoran var, hemen deniz kenarında. Şık koltukları ve masaları ile keyifli ve temiz yerler. Hemen hemen hepsinin mönüsü ve fiyatları aynı. Öğle yemeklerimizi en popüler olan Pronto’da yedik. Orta boy pizzalar içindeki malzemeye göre 7-10 euro arasında. Küçük şişe biralar 2-3 euro. Et çeşitleri porsiyon başına 10 euro civarında.
Marinadaki restoran akşam yemeği için mükemmel bir yer. Üstelik Kotor’un en lüks restoranı. Mönüdeki fiyatlar 10-20 euro arasında değişiyor. Bira ve şarap diğer yerlere göre 2 ya da üç kat daha pahalı. Ama değer… Rezervazyonsuz yer bulmanız biraz zor. Şehir turuna çıkmadan yerinizi ayırtın, daha sonra geceyi orada noktalarsınız. Zaten yemek sonrası gidecek bar, disko gibi yerler yok. Doğru yatmaya…
Kale içindeki restoranların hepsi birbirinin aynı gibi. Gözümüze kestirdiğimiz Vardar Otel’in restoranı hem öğle, hem de akşam yemeği için tercih edilebilir. Porsiyonlar buralara göre biraz küçük ama servis çok iyi, yemekler lezzetli. Müşteri kalitesi de daha farklı. Fiyatlara gelince yemekler ortalama 8-12 euro, bira 2-4 euro arasında.
Ne yapılır;
Kaleye tırmanın, kale içini iyice gezip keşfedin.
Eğer gece daha kalabalık ve renkli bir yerde vakit geçirmek istiyorsanız en hareketli yer kale içi.
Kalenin hemen dışında hergün kurulan et ve sebze pazarı var. Pazar dediğime bakmayın, yaklaşık 30-40 metre birer sıra tezgahtan oluşuyor. Bütün sebzeler bahçeden koparılıp gelmiş, hepsi organik. Zaten her satıcının önünde bir iki kasa bahçeden ne çıktıysa onlar var. Pembe domateslere içim gitti. Bir de hayatımda yediğim en güzel inciri yedim. Küçüçük, hafif kuru, ama bol ballı değişik bir incir. İncirin tadına bakmadan gelmeyin. Bir de küçük siyah üzümleri var, buralarda pek görmediğim. Cinsini bilmiyorum ama onun da tadına bakılmalı. Hemen arkalarında ise, bizim pazarlarda kullandıkları buzdolaplarının içinde et, balık ve peynir satan satıcılar var. Pazar, akşamüstü yerini hediyelik eşya satan standlara bırakıyor.
Yakın koylara günlük tekne koyları var vaktimiz yoktu biz katılmadık.
Çok geç farkettiğimiz birşey de Kotor’un tamamını rahatça gezebileceğiniz, üstelik körfezin arkasına da dolaşan sarı otobüs. Sanırım belediye otobüsü (sadece tek sefer ya da sabah akşam olmak üzere iki sefer yapıyor olabilir), biz çok geç keşfettik. Onunla karşılıklı iki kıyıyı yürümek zorunda kalmadan gezebilirsiniz. Körfezi karadan dolaşmanın bir yolu da bisiklet. Kiralayıp akşamüstü, ya da sabah saatlerinde güzel bir keşif yapabilirsiniz.
Şarapları güzel, marketlerden alabilirsiniz. Aynı şaraplar havaalanında iki katı fiyatına satılıyor.
Bu kadar sakinlik fazla gelir diyorsanız, (birkaç gün sonra detaylı yazacağım) kalabalık plajları, sabaha kadar açık disco barları, tekne turları ile Budva tam size göre.