Açıktır ki, lüks seyahat markaları yapay zeka teknolojisini kullanarak müşteri deneyimini farklılaştırabilir. Ancak bu, seyahat sektöründe henüz görülmemiş bir ilerilik gerektirir.
– Samantha Shankman
Lüks markalar ister kumaşın kalitesi, ister deneyimin derinliği, ister marka hikayesinin çekiciliği olsun en varlıklı ve sofistike müşterileri çekmek için hep bir sonraki sınıra bakarlar. Bununla beraber seyahat alım döngüsü ve deneyimi boyunca yapay zekanın tüm potansiyelinden faydalanmayı henüz hiçbir lüks marka başaramadı.
Yazının ilerleyen kısımlarında verilerle de göstereceğimiz gibi, markaların bunu tam olarak yapabilmesi için muazzam bir potansiyel var.
Euromonitor’ün son çalışmasına göre tüketicilerin %66’sı ya da 3’te 2’si telefonlarında Siri gibi dijital asistanlara sahipler.
Gelişmiş ülkelerdeki tüketicilerin %70’i akıllı telefonlarında yapay zeka teknolojisine sahip ve %63’ü araştırma yaparken yapay zeka teknolojisi ile etkileşime girme konusunda rahat. Bununla beraber seyahat rezervasyonunda 20 ülkedeki tüketicilerin sadece %27’si bir yapay zeka uygulaması veya cihazıyla etkileşime girip girmediğini biliyo
Her şeyin malzemesinin yapay zeka olmadığının farkında olmak önemlidir. Tüketicilerin çoğu, cihazlar ve robotlar aracılığıyla farkında olmadan gittikçe daha çok yapay zeka teknolojisi ile iletişime geçiyor. Yapay zeka teknolojisi Facebook’ta müşteri hizmetlerine sorularına yanıt veren bir chatbot formunda ya da Amazon Alexa gibi ses kumandalı bir hoparlör formunda olabiliyor.
Bu alanlarda kendini farklı kılmak isteyen seyahat markaları için büyük bir fırsat mevcut. Tüketicilerin çoğu bu dijital asistanları tam kapasitede kullanmıyor. Seyahat döngüsü boyunca ise kesinlikle kullanmıyor.
Akıllı telefon ya da tabletinde yapa zeka teknolojisi bulunan %66 tüketicinin sadece %33’ü bunu düzenli olarak kullanıyor. %67’si ise ya çok seyrek kullanıyor ya da hiç kullanmıyor.
Bu alanda lider olmak isteyen seyahat şirketleri sadece yapay zekayı geliştirmeye değil, aynı zamanda erişim ve alım arasındaki boşluğu kapatmak için tüketicileri yapay zekanın sağladığı avantajlar konusunda eğitmeye de sermaye ve zaman yatırımı yapmak zorunda.
Euromonitor’ün araştırmasına göre kişisel dijital asistanla seyahat rezervasyonu yapmak %20’nin altında kalıyor. Bu teknoloji şu an daha çok hava durumu, takvim ve e-mail gibi daha genel bilgi talepleri için kullanılıyor.
Dünya çapında mobil internet aboneliklerinin artmasıyla adaptasyonun da artması bekleniyor. Yükselen ve gelişmekte olan ülkelerdeki tüketiciler de gelecek yıl sanal asistan kullanımlarını arttıracaklarını düşünüyorlar.
Microsoft elindeki fırsatlar konusunda en bilinçli olan firmalardan biri. StubHub ve IMEX Frankfurt yapay zeka teknolojisi ile ilgili denemeler yapıyor.
Güvenlik konusu ise endişe kaynağı konulardan biri olmaya devam ediyor ve tüketicilerin %42’si kişisel verileri paylaşmaktan rahatsızlık duyduklarını belirtiyorlar.
Bir diğer zorluk ise, bu teknolojinin yeniliğine rağmen lüks müşterilere kusursuz bir değişim sunmak için yeterince sofistike bir deneyim yaratabilmek.