Bu yıl teknoloji her zamankinden daha fazla ultramodern estetiğe dayanıyor. Google’ın ev teknolojisi sistemlerinin temiz beyaz çizgisi ve Dyson’ın uzay çağı teknolojisi Süpersonik saç kurutma makinesi akla ilk gelenlerden. Gelecek için bu modaya bulaşmayı sevdiğimiz kadar, özünde inovasyonu feda etmeyen ama tasarım referansları için geçmiş çağlara bakan birkaç büyük markaya bakmak (mesela Hasselblad’ın X1D’si) zihin tazeleyici olacaktır.
Kodak Ektra
Retro uyanışlara kimse yabancı değil. Kodak, yeni akıllı telefonu için 1941 Kodak Ektra kameradan ilham alıyor. Sanırım, ikonik film ve kamera şirketinin bağlı cihazlarla pek bilinmediğini söylemek adil olacaktır. Ancak firmanın yeni ürünü, mobil cihazlardan beklediğimiz tüm her şeyi sunmasının yanı sıra; fotoğrafla ilgili sadelik, karmaşık çerçeveleme süreçlerinin bir düzene sokulması gibi Kodak’la ilgili sevdiğimiz tüm özelliklere de sahip.
Bu projede Kodak’a ortak olan Bullitt Grup’un marka müdürü Charlie Enderson, geleceğe yönelen teknoloji eğilimlerine öncülük eden akıllı telefonlarla, tasarım referansları olarak neden geleceğe değil de geçmişe baktıklarını şöyle açıklıyor “1941 Ektra zamanının tasarım ve mühendislik zirvesiydi. “Yapıcı hareketinden” ilham alanlar ve yaratıcı olma isteğimizi paylaşanlardan alışılmış bir tarz arayan sofistike fotoğrafçılara kadar doğal hissettiren ve yaratıcı kişilerin ilgisini çeken bir tarza sahipti.”
Peki, bu bir kamera mı telefon mu? Bu bağlamda eleştirmenler bu karışıklıktan biraz yakınıyorlar. Fakat, daha önce Pixel’in de istifade ettiği gibi, akıllı telefon alımlarında kamera kalitesi ana faktörlerden biri, bu nedenle Kodak’ın neden bu hareketin bir parçası olmak istediğini anlamak çok kolay. Biz kesinlikle Kodak’ın telefon sektörüne girmesinden keyif alanlardanız ve de Ektra, klasik 1940’lar tarzının yanında ikili işlevselliğini de dengelemeyi başarıyor.
Ruark R7
Birçok tasarımcı, ürünlerinin teknolojik parçalarını gizlemek için her türlü yola başvururken, Ruark sergilemek isteyeceğiniz türden komple bir ev eğlence sistemi yarattı. Öyle görünüyor ki, bir aile şirketi olan İngiliz markası için sınıf ve stil olarak inovasyonda aşırıya kaçan mühendisler detayları çok önemsemiş. Ruark, R7 Hi-fi ses sisteminin piyasaya sürülmesi ile klasik formuna bağlı kalıyor. Ruark’ın satış ve pazarlama müdürü Richard McKinney “Bizimle emsal üreticilerin bazıları teknolojiye kendilerini kaptırıp, ürünün nasıl ses çıkardığı,neye benzediği ya da üretimde kullanılan malzemeler gibi asıl temel şeyleri unutmuş gibi gözüküyorlar” diyor.
R7’nin tasarımı büyük, basit ve özü gereği 1960ların İngiliz radyogramına dayanmaktadır. Bu tarihi mobilya, radyo ve pikabı ahşap bir dresuarda/büfede birleştirmiştir ve McKinney de söylediği gibi “bu tür mobilyalar ebeveynlerimizin, dedelerimizin hatta kendi evimizin en güzel yerinde yerini alır”. Orijinal versiyonları, istekli hipsterler tarafından çok ucuza kapış kapış gitmesine rağmen, geleneksel radyogramlar tasarımcı gözünden çok kolay değildir ve modern ev eğlencesi ihtiyaçları ile birbirini tutmazlar. McKinney’e göre ise, “bu klasik parçayı günümüzde kullandığımız günlük teknoloji ile uyumlu hale getirerek yeniden tanıtmanın zamanı geldi”.
Bunu ev eğlence sistemlerinden beklediğimiz her şeyi ürünümüze ekleyerek başarıyoruz: bluetooth bağlantısı, CD kalitesinde direkt internet üzerinden yayın (streaming), usb girişi, ipek, ultra siyah, florasan ekran panelini teknoloji taraftarlarına armağan ediyor.Ruark pikapı kaldırmasına rağmen, sembolik CD yeri R7’nin teknik özelliklerinin alacağı ölçüde retrodur.
Leica Sofort
Bir Alman optik girişimciliği olan Leica, markanın ilk anlık-baskı analog kamerası Sofort’u yaratmak için ciddi imajının bir adım ötesine geçti. Küçük derlitoplu tasarım, parti, insanlar, spor ve aksiyon ayarları, çift pozlama kabiliyeti ve hatta zorunlu selfie modu da dahil olmak üzere makul derecede akıllı, modern teknolojiyi de içeriyor.
Fotoğrafçılığın geçmiş döneminin nostaljisine kafa sallayan Kodakt Ektra’nın aksine, Sofort ona boyun eğiyor. Y kuşağının anlık zevklerini olan ihtiyacını görmezden geliyor ve kullanıcılardan fotoğrafın netleşmesi için beklemelerini istiyor. Küçük arka vizör size çekimin yaklaşık görüntüsünü sunuyor fakat resminiz kameranın printerından çıkana kadar bir iki dakika resminizin nasıl olacağını tam olarak bilemiyorsunuz. Sonuç ise, klasik Polaroid’lerin pütürlü dokusu olmaksızın, dijital görüntülerde olmayan tatmin edici, duygulara hitap eden, fiziksel bir özellik taşıyor.
Ciddiyetsizliği ve yemek kutusu renk şemasına rağmen, Leica’nın saygın küçük kırmızı noktası ortalamanın üstünde bir fiyat etiketini haklı gösteriyor. Ruark ve Kodak gibi iyi karşılayarak, Leica eski moda estetiği günümüz beklentisi olan, aşırı bağlantılı dünya ile birleştirerek markaların retro tasarım ürünleri yeniden nasıl düşünebileceği ile uğraşıyor.
Kapak Görseli: C.S. Muncy