Kiev‘den ayrılan trenimde bu sefer bir Ukraynalı kızla aynı kompartmanı paylaşıyordum. 1990’lı yıllarda Ukrayna’dan Amerika’ya giden bu kadın orada İtalyan bir adamla evlenerek San Diego’ya yerleşmişti. Çok güzel sohbetler ederek Odessa’ya 8 saatte trenimiz vardı. Mesafe olarak Lviv – Kiev arası ile Kiev – Odessa arası çok yakın. Dolayısıyla geçtiğimiz yazıda yazdığım gibi aynı sürede Odessa tren istasyonuna (sol üst) vardık. Vardıktan sonra ilk iş otele gitmek oldu tabii ki. Sokaklar bomboş ve o kadar geniş ki, Odessa’da sanırım kimse yaşamıyor diye düşünüyorsunuz başlangıç olarak. Sonrasında ise otelden çıkıp bir şehir turu yaptığınızda biraz daha dolmaya başlıyor. Şehir turunda öncelikle Ukrayna’nın en güzel opera binası olarak kabul edilen Odessa Opera Binası’nı (sağ alt) görüyorum. Gerçekten de dışarıdan muazzam güzel görünüyor.
Öncelikle bir kahvaltı yapmalı derken Odessa’nın en ünlü caddesi Deribasivska Caddesi üzerinde çok güzel bir restoran buluyorum. Bu cadde üzerinde birçok yer bulunuyor. Caddenin sonunda yer alan meydanda ise bir park var. Dinlenmek için bu parkı tercih edebilirsiniz. Restoran hem kahvaltı açısından başarılı hem de ortam olarak çok güzel bir yer. Bu restoranın ismi Kompot (sol üst) . Kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği de yenilebilecek sevimli bir mekan. Sonrasında ise Odessa’yı tekrar gezmeye başlıyoruz. Tabii ki en ünlü caddelerinden biri Potemkin Merdivenleri‘nin de bulunduğu Primorsky Caddesi üzerinde birçok tarihi ve görülmesi gereken yerler mecut. Her bir şehre Odessa’nın uzaklığını gösteren bir tabela (sağ üst) yapılmış. Tabii ki ilk işim İstanbul’u bulmak oldu 🙂
Potemkin Merdivenleri‘nin en önemli özelliği optik bir ilüzyona sahip olması. Aşağıdan bakıldığında sadece merdivenlerin gözüküyor olması, yukarıdan bakıldığında ise sadece merdivenlerin arasında bulunan düz zeminleri görüyor olması. İlk olarak 1825 yılında inşaa edilen merdivenler Odessa’nın simgesi haline gelmiş. 142 metre uzunluğundaki merdivenleri mutlaka görmelisiniz. Merdivenlerin aşağısında ise Odessa Limanı yer almaktadır. Merdivenlerin biraz ilerisinde Belvedere Kolonları (sol alt) yer alıyor. Burada da birçok kişi resimler çektirerek o anları ölümsüzleştiriyor.
Primorsky Caddesi‘nin en sonunda çok ilginç bir köprü yer alıyor. Tyoschin Köprüsü olarak bilinen köprünün özelliği, evlenmek isteyen kişiler buraya gelip isimlerinin yazılı olduğu bir kilidi köprüye bağlıyorlar. Bir Slav geleneği olan kilitler, evlenmek üzere olan gelin ve damatların fotoğraf çektirmek için park ve bahçeleri dolaşırken, hiç ayrılmayacaklarının garantisi olarak köprüye kilit takma ve anahtarını denize atma ritüellerinin bir parçası. Tabii artık köprü yıkılmasın diye köprünün sonuna kalpten bir anıt yapılmış ki oraya da kilitler bağlanabiliyor.
Eğer tüm buraları gezerken elinize bir kahve ve makaron almak isterseniz Odessa‘nın ilk makaron dükkanını tavsiye ederim. Make My Cake hemen benim otelimin yanında yer alan ufacık bir dükkan. Hem çok sevimli üç insanla tanışmış olursunuz hem de lezzetli makaronlarının tadına bakmış olursunuz. Laduree aşığı olarak en çok beğendiğim makaronları muzlu ve ahududulu oldu.
Primosky Caddesi‘nin bitirdikten sonra şehir merkezine doğru tekrar yürüyorum. Deribasivska Caddesi’nin sonunda yer alan meydandaki Opera Pasajı’nı (sol alt) geziyorum. Panoramik olarak fotoğraf çekmek gerçekten çok güzel bir görüntüyü size veriyor. Biraz dinlenmek ve enerji toplamak için aslının Lviv’de olduğu ama Ukrayna genelinde şubeleri bulunan Lviv’s Handmade Chocolate’a girerek bir çikolata ile kendimi ödüllendiyorum. Bir de ilginç bir şey oluyor. Burada Türk Kahvesi’ne rastlıyorum. Denemek için hemen atlıyorum. Gerçekten de Odessa’da Türk Kahvesi içmeme rağmen başarılı olduğunu söyleyebilirim.
Odessa’da 48 saatiniz varsa çok rahat bütün şehri gezerek tüm güzel restoranlara gidebilirsiniz. Ben de ilk akşamımı Steakhouse Wine&Meat isimli şık bir restoranda şarabımı ve güzel bir fileminyonumu yiyerek değerlendiriyorum. Ardından Morgan Club‘a gidiyorum. Biraz eğlenmek istiyoruz. Fakat kulübün içinden çıkan bir Türk ”Sakın girmeyin. İçerisi çok kötü” diyor. Bir anda ”Odessa’da değil miyiz?” diyerek şaşırıp kalıyoruz. Türkçe konuşan insanlara o kadar çok rastlıyorsunuz ki şaşırmayın.
Odessa’nın ikinci gününde ise güne otelimde kahvaltıdan sonra Olio Pizza‘da başlıyorum. Odessa’nın en güzel pizzacısı burasıymış. Gerçekten de pizzaları çok lezzetli. Mutlaka denemelisiniz. Biraz Deribasivska’da dolaştıktan sonra Traveler’s Coffee‘de güzel bir cheesecake yiyebilir ve çayınızı yudumlayabilirsiniz.
Son fakat en güzel şey olarak Odessa Opera Evi‘nde bir opera deneyimi yaşamadan Odessa’dan ayrılmamalısınız. Bina muazzam bir güzellikte. Opera House’da Tchaikovsky’nin en ünlü operalarından Queen Of Spades‘i izleyerek hayatımdaki en önemli anlardan birini yaşamış oldum. Ufak bir ayrıntı: Biletinizi internetten alıyorsanız sonrasında fiziksel biletiniz için biletlerin satıldığı ofislerden çıktısını almayı unutmayın. Çünkü opera binasında internet biletinizi fiziksel bilete çevirmiyorlar.
Kaynak: Rengi Başka Tadı Başka
5 Comments
paylaşım için teşekkürler.
Odessa hakkında yazılan bu güzel makale bir çok kişiye faydalı olacaktır. Odessa’ya tatile gitmek isteyen herkes pickdestination sayfası üzerinden konaklama, rehberlik hizmeti, hava limanı karşılaması hizmetlerinden faydalanabilirsiniz.
Uzakrota.com’a teşekkürler.
Baştan aşağı soluksuz okuduk. Bir tatil planlıyoruz 2 arkadaş geleceğiz ortalama kişi başı 2000 TL ayarlayarak gelmeyi planlıyoruz yeterli olur mu admin? Yoksa daha fazla mı ayarlayalım odessa tatilini çok istiyoruz zamanı da ayarladık sırada bütçeyi planlayıp rehber tutmak kaldı. 3 gün için ne kadar bir para yanımıza almayılız kişi başı?
Kisi başı 100 dolar yeterlidir 3 gün icin. Kallavi bi aksam yemegine en fazla 500 grivna verirsiniz kişi başı.
Yazınızdaki heryeri dolaştım görülmesi gereken yerler. Ama Rusça dili zor bir dil yaşım itibari ile ingilizcem orta seviye sipariş verirken yeterliydi ve havalimanında birkaçtane soru sordular ingilizce yeterliydi. , iş toplantısı kısmında rehberodessa dan öğrenci bir arakdaştan tercümanlık aldık gezi ve iş toplantısı için. Onun dışında ormana parka müzelere kesin gidin, borş çorbası kesin için. Yer altı mağarası katabomb lar soğuk yanınıza kıyafet alın.