İnsanoğlunun istekleri hiç bir zaman bitmek tükenmek bilmez. Sürekli yeni yerler keşfetmek, oralarda dolaşmak, yeni kültürleri öğrenip o kültüre bağlı kalmak amacıyla seyahatler düzenlenir, Dünya’nın bir ucundan diğer ucuna gidilir.
Tibet, rakım olarak Dünya’nın çatısı denilecek bir noktada. Öyle ki bu gizemli bölge Çin’e bağlı olmasına rağmen kültürel ve yapısal değerlerinden kopmamış ve budizmin gerçek merkezi konumuna gelmiştir. Ortalama olarak 5 bin metrenin üzerinde bulunan köyler, şehirler ve kasabalar irtifa severlerin hep ilgisini çekmeyi başarmıştır.
Tibet Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Lhasa’dır. Tibet aslında başkaldırmanın anavatanı olarakta sayılabilir zira en son 1950’li yıllardan itibaren bağımsızlık mücadelesi verilmiş ve Dalai Lama bu sebepten ötürü Hindistan’a kaçmıştır.
Tarih ile neredeyse aynı yaşta olan, Himalayaların yüksek yerleşim yerlerinde yaşayan halk kültürünü koruma derdine düşmüştür. İşte tüm bu olumsuzluklar yabancıların daha fazla ilgisini çekmiş ve Tibet’e çeşitli dönemlerde seyehatler planlanmasına sebep olmuştur. Eğer ki siz de bu düşünceler ve gizemli vasıflar nedeniyle Tibet’e gitmek istiyorsanız sizlere bazı tavsiyeler de bulunmamız gerekecektir. Öncelikle Tibet’e hangi mevsimde gitmeliyim sorusunu sormalısınız. Zira ortalama olarak 5 bin metrede yapacağınız yolculuklar ve konaklamalar sizin için büyük sıkıntıların başlangıcı da olabilir. Tibet seyahatleriniz için ideal dönemler Nisan, Mayıs, Ekim ve Kasım aylarıdır. Yaz ayları Muson mevsimine denk geldiği için tavsiye edilmez.
Tibet’e Nasıl Gidilir
Tibet’e gitmek için 2 farklı yolu deneyebilirsiniz. Birincisi havayolu ile Nepal’in başkenti Katmandu’ya ve oradan Jeep ile Tibet’e diğeri ise Çin’e ve oradan Tibet’e. Fakat unutulmamalıdır ki Çin başta Tibet ve Uygur bölgeleri olmak üzere müthiş bir baskı uygulamakta ve seyahatlerinize sürekli sorunlar çıkarabilmektedir. Bu sebeple Nepal üzerinden gitmenizi daha fazla tavsiye ederiz.
Tibet İçin Tavsiyeler
Tibet bölgesi öyle herkesin elini kolunu sallayarak gideceği bir bölge değildir. Herşeyden önce tabir yerinde ise dipcik gibi olmanız gerekmektedir. Yani antrenmanlı, yani herhangi bir kronik rahatsızlığınızın olmaması. Neden mi? Tibet’in başkenti Lhasa’nın rakımı yalnızca 3680 metredir. Bu rakım sizi hasta etmek için son derece yeterli olacaktır. Onun için yüksek tansiyon, şeker, kalp sorunları, astım ve benzeri rahatsızlıklar ile kolestrol, aşırı kilo ve alkol gibi sorunlarınız var ise kesinlikle Tibet’e uğramanızı tavsiye etmeyiz.
Bende bu hastalıkların hiç birisi bulunmuyor diyorsanız başka bir tavsiyeden daha söz etmek istiyoruz. Tibet’te gün içerisinde yüzlerce farklı rakımda dolaşıyor olacaksınız. O sebeple vücut ritmini iyi ayarlamak ve hipotermiye girmemek son derece önemli. Bu önlemleri almak içinse basit ama etkili bir çözüm bulunuyor. Sıvı kullanımı. Her ne olursa olsun gerek sıcak gerekse de soğuk sıvı kullanmayı ihmal etmeyin. Aksi halde çok zor bir hastalık sizi bekliyor olacaktır.
Tibet Vizesi
Tibet’e girebilmeniz için Çin ve Tibet Özerk Cumhuriyeti vizelerini almanız gerekiyor. Seyahatinizi Nepal üzerinden gerçekleştirecekseniz burada ki seyahat şirketleri sizin yerinize vize işlemlerinizi ücret karşılığında hallediyorlar. Yine burada dikkat edilecek belki de en önemli husus Çin’in tek başına gezginlere izin vermemesidir. Yanınız da en az 5 kişinin bulunması şarttır. Eğer ki böyle bir imkanınız yok ise Nepal’de düzenli olarak yapılan turlara katılmanızı tavsiye ederiz.
Tibet genel anlamda eşsiz bir kültürü, mükemmel manzaraları ve inanç turizminin odak noktasını teşkil eder. Bu sebeple sürekli insanların gözüne cazip gözükmüştür. Lhasa Sarayı, irtifa gölleri, yürüyüşler, safari ve bisiklet turları size farklı bir tatil keyfi yaşatacaktır. Türkiye’ye döndüğünüz de her ne kadar yorgun olsanız da bu tatlı yorgunluğa değeceğine emin olabilirsiniz.