Yeni Corona virüsü (Covid-19) salgının global anlamda yaratmaya devam ettiği olumsuz etkiler dünya sivil havacılığını bugüne değin benzeri görülmemiş bir şekilde sıkıntılı bir sürece sokmuştur.
Eğer geçmiş on yıllara kısaca bir göz atacak olursak Havacılık sektörü değişik dönemlerde birçok krizlerle karşılaşmış ve çok önemli maddi kayıplarla karşı karşıya kalarak bazı havayollarının yok olmasına sebep olmuştur.
Bunlar arasında yakın geçmişten örnek vermek gerekirse, İran & Irak savaşı, Körfez Savaşı dönemleri, 11 Eylül New York’ta İkiz Kulelere olan saldırılar ve de çeşitli ekonomik krizler gibi havayollarını, direkt olarak etkileyen olumsuzlukları ortadan kaldırmak üzere çeşitli radikal tedbirler almalarını sağlamış ve de önemli yapısal değişiklikler yapmaları gerekliliğini ortaya koymuştur.
Yaşanan bu krizlerin ortaya koyduğu sonuçlar, her ne kadar ciddi olumsuzluklar yarattıysa da başta ilgili ülkeleri belirli oranlarda etkilemiş ve bölgesel yansımalarıda kaçınılmaz olmuştur.
Ancak bu kez yaşadığımız Covid-19 virüs salgını asla tahmin edilemeyecek kadar küresel çapta yayılarak tüm dünyada ciddi sorunlar, tehlikeler yaratmaya devam etmektedir. Hiç kuşku yoktur ki, bu krizin sonuçları her ülkeyi kendi büyüklüğünde etkileyecek ve ciddi değişikliklerin yapılmasını gerektirecektir.
Dolayısıyla, bugün itibariyle sivil havacılık sektörüne bakacak olursak yüzlerce havayolu şirketinin filoları yerde park edilmiş olup, her gün ciddi maddi kayıpları da beraberinde getirmektedir. Örneğin; Lufthansa Havayolu şirketinin CEO’su her saat 1 milyon Euro kaybettikleri hakkında bir beyanatı da olmuştur.
Havayolu işletmesi ciddi ve maliyeti çok yüksek bir endüstri koludur. Bu nedenle; krizin uzun sürmesi halinde birçok havayolu şirketinin önemli sıkıntılar yaşayabileceği hatta iflasların bile söz konusu olması olasıdır.
Bu durumla karşılaşan havayolu şirketinin sorunu aşabilmesinde yardımcı olabilecek en önemli faktörlerin başında devlet desteğinin yanında olmasıdır. Eğer bu gerçekleşmez ise; havayolunun olumsuz sonuçlarla karşılaşması kaçınılmaz olacaktır. Bunun gerçekleşebilmesi için de ilgili ülkelerin güçlü ekonomilere sahip olması ve sektörlere güvence vermesi de mutlaktır.
Türkiye GSA temsilciliğini yaptığımız havayollarının şu anki durumuna gelince 2019 yılından bu yana Umman Sultanlığı ’nın ilk düşük bütçeli ( low cost ) uçuşlar yapan Salam Air çok yeni ve gelişen bir havayolu olması nedeniyle kendi çapında aldığı yönetimsel tedbirlerle dünyadaki genel konjektüre göre uçaklarını tarifeli seferlerini ertelemiş zaman zaman belirli noktalara tarifesiz ( charter ) seferler ve yardım amaçlı kargo hizmetlerini de sürdürmektedir. Bir diğer temsil ettiğimiz havayolu olan Spice Jet ise Hindistan orijinli olması nedeniyle belirli iç hat noktalarında uçuşlarını sürdürmektedir.
Hiç şüphe yoktur ki yaşanan bu benzeri 100 yılda bir olan bu salgın krizinin sona erdiğinde belki henüz tahayyül edemeyeceğimiz olumsuz sonuçları olacak, fakat havayolu ile seyahatler her zaman aynı yemek içmek gibi insanların bir yerden bir yere uçuş yapmaları mutlaka devam edecektir. Bu olgu bugüne kadar her yaşanan kriz dönemi sonunda da hep böyle olmuştur.
Bugün bile görülmüştür ki halihazırda çeşitli nedenlerle uçuşlar yapan havayollarının varlığı ne kadar önemli ve elzem olduğu apaçık ortadadır. Özellikle şu sıralarda şahit olduğumuz sağlık malzemelerinin lojistik açısından bu uçuşlar sayesinde bir ülkeden bir ülkeye gerçekleşmesi, havayollarının varlığının ne kadar gerekli olduğunun ve bundan sonraki yüzyıllarda olacağının kesin bir kanıtıdır.
Sonuç olarak, bu krizin tüm dünyaya verdiği mesaj sayılamayacak kadar çok olacak ve havayolları işletmeleri başta çevre bilinciyle sağlığa ve hijyene önem vererek tekrardan işletim sistemlerini ele alacaktır. Büyük olasılıkla kriz sonu itibariyle havacılık sektörünün alacağı en öncelikli tedbirlerin başında havalimanları işletmeleri dahil tüm kuruluşlar verilen servislerde sağlık konusunu öne çıkararak teknolojinin tüm imkanlarından yararlanarak tedbirler alacaklardır. Örneğin her yolcunun sağlık ile ilgi bir yetkili otoriteden belge sunması, uçağa alınmadan önce bazı spot kontrolların yapılması (vücut ateşi), uçak içi koltuk konfigürasyonlarında bir süre için çeşitli düzenlemelerin yapılması gibi düşünülebilir.
Şüphesiz bundan sonra da olası bu nevi sorunlarla baş edebilmenin çarelerini mutlaka bulmak, mevcut yapılarını zaman geçirmeden tahlil ederek kriz sonrasına hazır olmak zorundadırlar.
Umarım tüm insanlık yaşanan bu trajediden gereken dersleri kendine çıkarır ve en kısa zamanda yeniden sağlıklı günlere hep birlikte kavuşma şansını yakalamış oluruz…
Gelecek günlerin daha iyi olması temennisi ile, sektörün tüm paydaşlarını en kalbi duygularımla selamlıyor, sabırlar ve sağlıklı günler diliyorum…
Sevgi ve Saygılarımla