Skyscanner’ın uçuş arama sitesi kullanıcılarının yaklaşık üçte biri, COVID-19 salgınının sürdürülebilir seyahati kendileri için daha önemli hale getirdiğini söylüyor.
Önde gelen meta arama sitesi, Dünya Günü münasebetiyle tüketici araştırması yaptı.
Ankete katılan İngilizlerin % 35’i ve ABD’den ankete katılanların % 32’si için, seyahatle ilgili olarak sürdürülebilirliğin pandemi öncesine göre kendileri için daha önemli olduğunu düşündükleri tespit edildi.
Dünya Günü ile aynı zamana denk gelecek şekilde yapılan anket, Birleşik Krallık tüketicilerinin ABD’deki muadillerine göre yeşil jet yakıtları gibi sürdürülebilir yeniliklerden daha fazla haberdar olduğunu ortaya koydu.
Birleşik Krallık’tan seyahat edenlerin % 44’ü ve ABD’den seyahat edenlerin % 38’i, daha çevreci yakıt seçeneklerini kullanıyor veya bunlara yatırım yapıyorsa bir havayolu ile uçma olasılıklarının daha yüksek olacağını söyledi.
Skyscanner’ın sürdürülebilirlik ürün lideri Sam Edwards ve SkyNRG’nin sürdürülebilir seyahat uzmanları, sürdürülebilir havacılık yakıtı hakkında en sık sorulan sorulardan bazılarını burada ele alıyor:
1. Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF), çevredeki çevresel etkiyi önemli ölçüde azaltır
Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF), yemeklik yağ ve hayvanlardan veya bitkilerden elde edilen hurma dışı diğer atık yağlar gibi sürdürülebilir atık maddelerden, ambalaj ve kağıt gibi katı atıklardan ve aksi takdirde çöp sahasına gidecek yiyecek artıklarından yapılır.
Fosil jet yakıtlarına kıyasla uçarak üretilen havadaki CO2 emisyonlarının yaşam döngüsünü % 65 – 90 oranında azaltır. Teknolojik gelişmeler ve daha fazla araştırma ile uzmanlar bu rakamın daha da yüksek olabileceğini söylüyor.
2. Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı biyoyakıttan farklıdır
Çoğu insan SAF ve biyoyakıtların birbirinin yerine geçebileceğini düşünür; ancak bunlar her zaman aynı şey değildir.
SAF, kullanılmış yemeklik yağ gibi biyo bazlı malzemelerden yapılabilir. Ancak SAF, tarımsal kalıntılar ve hatta havadan yakalanan CO2 gibi biyolojik olmayan malzemelerden de yapılabilir.
Tüm biyoyakıtlar otomatik olarak sürdürülebilir değildir – bazen sürdürülebilir olmayan şekilde üretilen palmiye yağı gibi sürdürülemez hammaddelerden yapılabilir – bu nedenle alternatif jet yakıtları üretirken sürdürülebilirlik konularının dikkate alınması çok önemlidir.
3. Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı artık geleneksel jet yakıtlarını daha yeşil hale getiriyor
SAF aynı zamanda “damlatılan yakıt” olarak da bilinir, bu da geleneksel fosil jet yakıtı ile 50/50 harmanlandığı anlamına gelir.
Şu anda havada bulunan uçaklar (ve motorlar) sıvı yakıt kullanıyor ve bu uçakların çoğu yakında değiştirilmeyecek, bu nedenle daha çevreci ve daha hızlı hale gelmek için SAF gibi alternatif bir sıvı yakıta ihtiyaç var.
Sektörde, kısa mesafeli uçuşlar için halihazırda test edilmekte olan elektrikli ve hidrojen ile çalışan uçaklar da dahil olmak üzere birçok yenilik var; ancak sürdürülebilir havacılık yakıtı, uzun mesafeli uçuş emisyonu sorununu da çözebilir.
% 100 SAF yakıtı ile uçmak için devam eden testler var, ancak bunların onaylanması biraz zaman alabilir.
4. Uçmak için güvenlidir
SAF, fosil jet yakıtlarıyla aynı standartlara göre onaylanmıştır ve aynı kalite ve güvenlik gereksinimlerini karşılamalıdır. 250.000’den fazla ticari uçuş, SAF yakıtlarının bir karışımını kullanarak zaten uçtu.
Yeni bir SAF “karışımı” kullanılmadan önce, uçak motoru üreticileri tarafından yoğun bir şekilde test edilir. Yeni tip jet yakıtı ancak ASTM International tarafından onaylandıktan sonra uçuşta kullanılabilir.
30’dan fazla küresel havayolu şu anda ticari uçuşlar için deneme yapıyor veya halihazırda bir karışım kullanıyor ve birçoğu sürdürülebilir yakıta yatırım yapma taahhütlerini imzaladı.
5. Yenilik ve ölçeklendirme, sürdürülebilir hava yolculuğunun norm haline gelen kilit unsurlarıdır
SAF hala ticari uçuşların küçük bir bölümünü oluştursa da, geçiş, havacılık endüstrisinde sera gazı emisyonlarının azaltılmasında kilit faktörlerden biri olarak tanımlandı ve talep artıyor.
SAF’nin karşılaştığı zorluk, fosil jet yakıtı ile SAF arasındaki fiyat farkı olan “yeşil prim” dir. Yenilikçilik ve üretim tesislerinin ölçeklendirilmesi, SAF kullanımının daha yaygın ve ekonomik hale gelmesini sağlamanın anahtarı olacaktır.