Son zamanlarda teknoloji çevrelerinde ve yerel yönetim çevrelerinde en çok duyduğumuz konulardan birisi akıllı şehirler. Akıllı şehir dendiğinde aklımıza özetle insan odaklı, doğaya saygılı teknolojiden istifade ederek hayatı kolaylaştıran ve verimliliği arttıran entegre çözümlerle donatılmış şehirler geliyor. Özellikle nüfus yoğunluğunun kentlere kayması ve bu sebeple oluşan sorunlara yetkililerin çözüm üretmeye çalışması bu çalışmaları tetiklemiştir. Peki hangi alanlarda çalışmalar yapılıyor diye sorarsanız, enerji verimliliği, ulaşım, hava ve çevre temizliği, turizm, güvenlik başta olmak üzere her alanda çözüm üretilmeye çalışılıyor. Amaç daha yaşanılabilir kentler oluşturmak.
Step To City şehirlerin akıllanması noktasında özellikle turizm konusunda önemli bir parçayı tamamlamış olacak.
Sistem son kullanıcıya ücretsiz bir mobil uygulama ile ulaşıyor. Uygulama şehirde konumlandıran sensörler ve sanal alanlarla etkileşime geçerek sekiz farklı dilde turizm değeri taşıyan eserler hakkında bilgi veriyor. Video, arttırılmış gerçeklik ve resim destekli bilgi verirken aynı zamanda nerede yemek yenir, nerede konaklanır, ne satın alınır gibi bir çok soruyada cevap vermektedir. Örneğin bir tarihi eserin önünden geçerken o tarihi eserle ilgili bilgi verirken, sisteme üye olan bir restoranın önünden geçerken menüyü listeliyor. Şehirleri ziyaret eden yerli ve yabancı misafirler konumuna, ilgi alanlarına ve alışkanlıklarına göre sürekli bilgi alırken aynı zamanda navigasyon özelliği ile yönlendirmelerdende istifade edebiliyorlar.
Teknik olarak mevcut tarihi eserlerin ve turizm işletmlerinin akıllı şehirlerin bir parçası olmak nesnelerin internet teknolojisinden geçiyor. Örnek verecek olursak arabanızla kombinizin, çalar saatinizle kahve makinenizin, akıllı telefonunuzla sürekli kullandığınız otobüs durağının haberleşmesini bu sistemi anlatmak için kullanabiliriz. Kulağa tuhaf geliyor ama yakın bir gelecekte milyarlarca cihaz birbirine ve internete bağlı olacak. 2025 yılına kadar nesnelerin interneti pazarı 11 trilyon dolara varan bir büyüklüğe ulaşacak. Hem şahıs olarak hem de ülke olarak bu büyük değişime hazır olmak zorundayız.
Step To City beaconlar başta olmak üzere çeşitli sensor teknolojileri sayesinde tarihi eserleri ve turizm işletmelerini nesnelerin interneti dünyasına dahil ediyor.
Step To City yetkilileri ile yaptığımız görüşmede kendilerinin temelde iki amaçları olduğunu belirtiyorlar. Bunlardan birincisinin sistem içerisinde kullanılan sensörleri Türkiye’de üretmek. Bu konu ile ilgili çalışmalarının sürdüğünü özellikle belirtiyorlar. İkincisi ise turizm konusunda dünyada marka olmuş tüm şehirlere Step To City altyapısını götürmek. Ayrıca gurme, gezgin ve rehberlerin ürettiği içerikleri konum bazlı yerli ve yabancı turistlere ulaştırmak izin çalışmalarının sürdüğünü belirtiyorlar. Bir proje ne kadar güzel ve faydalı olursa olsun küresel değilse başka medeniyetlerde değer görmüyorsa üretildiği ülkeye milli fayda sağlamayacağına inandıklarını belirten yetkilileri tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.