İtalya, her zaman iyi bir fikirdir! Her seyahatinizde daha zengin, daha bilgili döndüğünüz İtalya‘da; bir kere gidip asla yetinemeyeceğiniz bölgesi Toskana’nın verimli topraklarından doğan yaşama sanatına hayran kalmamak elde değil! Selvi ağaçları ve yemyeşil tepeleriyle akıllara kazınan Toskana; yeşil kepenkli, kiremit renkli taş binaları, uçsuz bucaksız gelen üzüm bağları ve zeytinlikleriyle doğa harikası bir coğrafya. Rönesans sanatı ve edebiyatının doğduğu bu bereketli topraklarda, keyifli bir rota hazırlayıp yolculuğa çıkıyorum.
Lucca
İlk durağım, tarihin izlerini koruyan Lucca şehri. Yüksek surlarla çevrili bir Ortaçağ kasabası olan Lucca’ya belirli şehir kapılarından geçerek ulaşıyorsunuz. Tarihin en iyi korunmuş mimari yapıları ve surlarıyla şöhretlenen kasabanın daracık sokakları, bu sokaklarda sıralanan tarihi taş binaları ve dar sokakların açıldığı sevimli meydanları bir film sahnesini andırıyor. Cıvıl cıvıl yerlileriyle renklenen kafelerinde oturup, etrafı izlemek ise ayrı bir keyif. Lucca sokaklarında dolaşırken karşınıza saklı kalmış bir bahçe veya avlu da çıkabilir.
San Gimignano
Lucca’dan sonraki durağım, şehirden 1,5 saat uzaklıktaki, yüksek bir dağ üzerine kurulan San Gimignano kasabası. 14.yüzyılda inşa edilen surlarla kaplı olan San Gimignano aynı zamanda “Ortaçağ’ın Manhattan’ı” unvanını almış. Günümüze 14 tanesi kalmış olsa onlarca kulenin yükseldiği San Gimignano her köşesinde tarihi zenginlikleriyle büyülüyor. Gördüğümüz kulelerin hikâyesi ise ilginç: O dönemde yaşayan varlıklı aileler, zenginliklerini ve refahlarını göstermek için kule inşa ettiriyorlarmış. Birkaç saat içinde her köşesini keşfedeceğiniz kasaba, geçmiş zamanlarda dinlemekten sıkılmadığımız masallara benziyor.
Radda in Chianti
Toskana’nın surlarla çevrili bir diğer güzel kasabası da Radda in Chianti. Yemyeşil tepeleri, üzüm bağları ve etrafında kurulan kilise ve kaleleriyle kendine özgü, dingin bir kasaba. Özellikle gürültüden, kalabalıktan uzak, doğayla iç içe bir tatil hayaliniz varsa sizin de buraya yolunuz düşmeli.
Siena
Bu güzel kasabalardan sonra, kızıl bir güzelliğe sahip olan, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Siena şehrine geliyor sıra. Özgün ve benzersiz bir şehir mimarisi olan Siena taş binaları, kiliseleri ve kuleleriyle canlı bir müze adeta. Şehrin sosyalleşme alanı Piazza del Campo’nun sihrine kapılmamak imkânsız. Her sokağını keşfetmek, her taşı ezberlemek istiyor insan. Leziz İtalyan yemeklerini yiyeceğiniz restoranları ise başka bir yazının konusu!
Pienza
Ve Pienza… , UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan bir diğer Toskana şehri olan Pienza, Rönesans’ın en iyi planlanmış şehirlerinden biri. Tabloyu andıracak kadar güzel ve bozulmamış bir şehir siluetine sahip olan Pienza, özenle korunmuş yapılarıyla tarihi bir müzeden farksız! Dar sokaklarında, pencerelerinden rengârenk çiçeklerin taştığı evleri, sevimli meydanları insana roman bile yazdırabilir. Hele bir de, gün batımı manzarasına karşı bir kadeh blush içmek… İşte dolce vita* *Tatlı hayat
Kaynak: Jabiroo