Çevrimiçi tren bileti satış firması Trainline, uluslararası çapta genişleme faaliyetlerinin bir parçası olarak, yabancı dillerde yayın yapan daha çok sayıda web sitesini kullanıma sunuyor. Şirket, 9 yeni dilde hazırlanan ve fiyatların 15 yeni para birimi cinsinden görüntülendiği 11 yeni web sitesini ağına eklemeye hazırlanıyor.
Söz konusu hamle, firmanın Kuzey, Merkez ve Doğu Avrupa, Asya ve Amerika’ya yönelik artan ilgisinin bir göstergesi olarak göze çarpıyor.
Hazırlanan yeni web siteleri Hollandaca, İsveççe, Danca, Norveççe, Çekçe, Portekizce (Avrupa ve Brezilya Portekizcesi), Lehçe ve Mandarin (Çince) dillerinde hizmet verecek. Bu hamle, Trainline’ın masaüstü ve mobil web sitelerinin yanı sıra iOS ve Android uygulamalarındaki kullanılabilir dil sayısını 14’e çıkaracak.
Platformun bu yeni alanları kapsamına alması, şirketin müşterilere, seyahatleri için kendi dillerinde rezervasyon yaptırmalarını ve fiyatları kendi para birimlerinde görmelerini mümkün kılarak, dünyanın dört bir yanında trenle seyahat etmeyi tercih eden gezginlere yönelik tekliflerini güçlendirme imkânı kazanacağı anlamına geliyor.
Trainline şirketi halihazırda 173 ülkede faaliyet gösteriyor ve 87 farklı sağlayıcı adına bilet satışları gerçekleştiriyor. Şirketin bu yeni becerileri, küresel demiryolu turizmine yönelik olarak tüm işlemlerin tek noktada gerçekleştirilebileceği bir satış platformu kurmaya yönelik bir stratejiyi yansıtıyor.
Trainline International’ın genel müdürü Daniel Beutler, bu yeni hamleye dair açıklamalarda bulundu: “Demiryolu seyahatlerini, dünyanın dört bir yanındaki insanlar için daha akıllıca bir hâle getirmeye odaklanmış durumdayız. Dünyanın çeşitli noktalarındaki müşterilere, sektör lideri konumundaki ürünümüze, kendi dillerinde erişme olanağı sunmamız, tüm seyahat deneyimini daha kolay hale getirerek insanları, demiryolunu havayolu gibi diğer ulaşım türlerine tercih etmeye teşvik ediyor.”
“Küresel tren turizmi pazarını büyütmeye kilitlenmiş bulunuyoruz ve bu hamle, trenlerin her zaman tercih edilen ulaşım yolu olmasını sağlamaya yönelik bir diğer adım olma özelliğini taşıyor.”