Seyahat değişiyor ve üstelik çok hızlı bir şekilde. Son birkaç yıldır, çok yol katettik; samimi taksi tedarikçisi Uber’i çağırarak havaalanına gitmekten tutun da, son dakika rezervasyonları için uygulama kullanmaya, ve havaalanında check-in işlemleri için mobil cihaz kullanmaya kadar her şey değişti ve bizler de ilk baştaki gönülsüzlüğümüze rağmen bu değişimlere çok hızlı bir şekilde adapte olduk.
Şimdi de yeni bir girişimci bir başka seyahat alışkanlığımızı değiştirmeyi deniyor. Birçoğumuz seyahat ediyoruz, deneyimlerimizden keyif alıyoruz; fakat birkaç hafta sonra eğlence dışında her şeyi unutuyoruz. Anılarımızı, arkadaşlarımız ve iş arkadaşlarımızla paylaşıyoruz; fakat detaylar kayboluyor, seyahat esnasında gerçekten sevdiğimiz bir yerin adını Google’da aratmak zorunda kalıyoruz. Benim gibi bazı gezginler detayları kayda geçirmek için “Colour Note” gibi bazı uygulamalar kullanıyor; fakat bu yöntem de hareket halindeyken kullanmak için hayli zor.
Birçok uygulama aslında seyahatten geri döndüğünüzde size yolculuk detayları sunuyor; fikir güzel olsa da birçok insan fotoğraflarını bütün detaylarıyla yeni bir platforma yüklemek yerine onları filitrelemeyi ve Instagram hesaplarına yüklemeyi tercih ediyor, peki ama neden? Çünkü bizlerin memnun olmaya ihtiyacı var ve bu da sosyal ağlar aracılığıyla arkadaşlardan geliyor. TravelLibro ise zekice bir yaklaşım sergiliyor ve gezi sonrası ayrıntıları girme ihtiyacını akıllıca ortadan kaldırıyor, bunun yerine, siz seyahatinize devam ederken denklemin içine bir sosyal medya unsuru ekleyerek seyahatinizi kayıt altına alıyor.
Eski yatırım bankeri Monish Shah, kendi balayı için destinasyon araştırması yaparken piyasada bir boşluk olduğunu hissetti ve seri girişimci Malhar Gala ile TraveLibro’yu inşa etmek için kollarını sıvadı.
Libro “kitap” anlamına gelen İspanyolca bir sözcük; fakat bu noktada kitap kendi kendini yazıyor ve sizin ve arkadaşlarınızın değer verdiği bir nesne olarak seyahatinizin hemen sonrasında sizin için hazır oluyor. Platform, solo maceralar için kullanılabileceği gibi hareket halindeyken programa arkadaşlarınız da katılabilir, arkadaşlarınızla seyahat ederken birlikte seyahatleriniz için ortak bir zaman çizelgesi oluşturabilir ve siz tembel bir arkadaşınızdan otelde ayrılmaya karar verdiğinizde ayrı ayrı da kayıt alabilirsiniz. Her bir kullanıcı zaman çizelgesine destinasyonda çekilmiş fotoğraflarla katkıda bulunabilir ve tüm gezilerinizde ziyaret ettiğiniz ve listenizde bulunan diğer ülkelerin bir listesini de ekleyebilirsiniz. Biracık övünmek incitmez değil mi?
Kaydedilmiş olan seyahatler; arkadaşlar, aile ve yolculuğunuzu takip etmek isteyen herkesle paylaşılabilir. Bu, sosyal medya üzerinde paylaşılan dağınık fotoğraflardan ya da daha sonra filtrelenmek için fotoğraflarınızı attığınız bir klasörden çok daha kolay ve detaylandırılmış bir platform.
Sizin için bir seyahat günlüğü olarak çalışan TraveLibro ağınızdaki bir başkası için bir seyahat planlayıcısı olarak çalışabiliyor. Kaydedilen seyahatler bir başkası için temel bir gezi planı oluşturmak amaçlı kullanılabiliyor. Ne zaman seyahat etmeyi planlasam, gitmek istediğim yere daha önce seyahat etmiş olan bir arkadaşımı arayarak güzergahlarından hatırladıklarını paylaşmasını isterim, daha sonra ince ayrıntılı bir plan yaparım. TraveLibro da aslında bunu daha basit bir şekilde yapmaya çalışıyor. Ancak hassas bir plan yapmak için her zaman arkadaşlarınıza güvenemezsiniz, bu nedenle uzmanlar tarafından oluşturulmuş çok sayıda referans rehberi de bulunuyor.
TraveLibro’yu ilk kez denediğimizde doğrudan rezervasyon seçeneği bulamadığımız için hayal kırıklığına uğramıştık. Platformda bulunan seyahat acentalarından birine her zaman soru gönderme seçeneği mevcuttu; fakat pek çoğumuz bireysel rezervasyonlar yapmayı tercih ediyoruz. Şimdi ise platforma meta arama sitesi Skyscanner ya da aktivite rezervasyon platformu Viator gibi çoklu ortaklar, websitesinden doğrudan rezervasyonlar için entegre ediliyor, ayrıca Agoda ile yapılan ortaklık anlaşması otel rezervasyonları için bir hat oluşturuyor. Bu yeni gelişme, bu son derece rekabetçi alanda platformu güçlü bir oyuncu haline getirebilir ve çok sayıda popüler ve popüler olmayan destinasyonu da kapsayabilir. Bunun gezilerinizin çoğu ile alakalı olma olasılığı da yüksek.
TraveLibro ile bu kadar ilgilenmemizin sebeplerinden bir diğeri ise seyahat bloggerları için yeni bir kanal görevi görmesinden kaynaklanıyor. Bloggerların kitlelerle etkileşime geçmek için kullandıkları birçok platform mevcut ve seyahat sosyal ağı olmaya güçlü bir şekilde odaklanan TraveLibro da blogerlara bunu yapmaları için diğer bir yöntem sunuyor. Aslına bakarsanız “A luxury travel blog”dan Paul Johnson, “Bruised Passports” ve “Nisha Jha” gibi bazı popüler seyahat bloggerları bu platformu seyahatlerini kaydetmek ve topluluklarıyla paylaşmak için çoktan kullanmaya başladılar bile. Gezginlerden sıklıkla ziyaret ettikleri yerler ya da denedikleri restoranlar hakkında sorular alıyorlar. Gezginler, blog üzerinde bu insanların seyahat deneyimlerini detaylarıyla okuyabiliyorlar ve TraveLibro’da bulunan ayrıntılı rehberi inceleyebiliyorlar. Sürecin nasıl ilerleyeceğini görmek hayli ilginç olacak, daha fazla insanın bu platformla birlikte ihtimalleri keşfettiğini göreceğiz.
