Eğer paylaşım ekonomisi tarihi diye bir şey varsa o halde Uber 21. yüzyılın en iyilerinden birisi olabilir.
Eski CEO ve kurucu ortak Garret Camp, Medium’a 25 sayfadan oluşan Uber kayıtlarını gönderdi ve yatırım camiasına UberCap olarak bilinen fikri ile yaklaştığından bu yana geçen 9 yılı özetledi.
Başlangıçta ABD’de bir yol haritasına odaklanmış olmasına rağmen, son fiyat indirgemelerinin ardından bile 50 milyar dolar değerinde bir işletme haline gelen Uber’in tohumları tanıtımıyla birlikte ekilmişti. UberCab, başlangıçta enerji tasarruflu araçlardan oluşan bir filoya sahip olmayı planladı ve kendisini San Francisco ve Manhattan’da üyelik tabanlı olarak müşterilere hizmet veren, ruhsatlı şoförlerle özel bir şoför deneyimi sunan “taksilerin NetJetleri” olarak tanımladı.
Bu model, son dokuz yılda değişti ancak başlangıç öncesi aşamasında bile UberCab, konuma dayalı servislerin potansiyelini akıllı telefonlara yerleştirilen ve gelişmekte olan GPS teknolojisi sayesinde kolaylıkla fark etti. iPhone’un sadece birkaç yaşında olduğu ve diğer üreticilerin ve taşıyıcı firmaların bile GPS ile yeni çalışmaya başladıkları bir dönemde, bu oldukça öngörülü bir adımdı.
Kayıtlar, o dönemde iPhone, Blackberry ve Symbian için bir uygulama olduğunu ortaya koyuyor ve Google Haritalar ile planlı bir entegrasyondan bahsedilmesine rağmen, Eylül 2008’de yayınlanan Android’den bahsedilmiyor. Ayrıca, GPS teknolojisinin gelişeceği ve bu verilerin sürücüleri ve yolcular arasındaki bağlantıyı optimize etmede büyük bir rol oynayacağı öngörülmüş. Dijital, nakitsiz ödemelerin yaygınlaşacağı da öngörülmüş. Kayıtlardaki son slayt, Uber Cabs‘ın yatırımcılardan o sırada ne istediklerini gösteriyor ve hedefler “Üç araba satın al, bir uygulama geliştir, birkaç milyon arttır, San Francisco’da küçük bir ofis aç ve genel müdür ata” şeklinde.
Uber‘in orijinal vizyonu zamanla gelişti ve genişledi. Orijnal kayıtlardaki birçok hedef gerçekleştirdi. Bütün yaşananlara rağmen Uber’n çalışma prensipleri ve karlılığı ise tasarlandığı gibi gerçekleşti.