Utku Çubukçu’nun Bergen’de 4 Günü

İstanbul‘un yedi tepe üzerine kurulmuş olduğu gerçeği gibi Bergen de yedi dağ arasına kurulmuş bir şehir. Gezi sırasında öğrendiğim bilgiye göre Viyana da yedi tepe üzerine kurulmuş. Daha sonra merak edip araştırdığımda ise tüm dünyada tam 72 tane şehir yedi tepenin üzerine kuruluymuş fakat Viyana bunlardan birisi değilmiş. Ben Bergen‘deki gezim sırasında sadece iki tepeye çıkabildim hatta tepelere yürüyerek tırmanma bir turist aktivitesi olsa da üşengeçlik yapıp tepelere teleferik ve füniküler ile çıktım. Teleferik (Ulriksbanen) tamamen turistik amaçlı olup 643 metre yüksekliği ile Bergen çevresindeki en yüksek dağ ünvanına sahipUlrik dağına çıkıyor, tepede ise Ulrik643 adında tüm sıcaklığı ile panoramik bir restoran sizi bekliyor, ayrıca tepede doğa yürüşleri, yamaç paraşütü gibi bir çok aktivite imkanı da sunuluyor. Füniküler (Fløibanen) ise muhteşem Bergen manzarasına sahip Fløyen‘e çıkıyor fakat ayrıca yerel halk tarafından toplu taşıma olarak da kullanılıyor.

Bergen‘e İstanbul‘dan uçak ile Kopenhag aktarması yaparak gittim. Aktarma sırasında Kopenhag‘ı gezme şansım yoktu fakat uçak şehir üzerinde yavaşça alçalırken en sevdiğim Nordik dizilerden biri olan “Bron/ Broen“‘ün ismini aldığı Øresund köprüsünü ve Turning Torso canlı canlı görmüş oldum.

Bergen‘de ilk satın aldığım ürün bildiğimiz su oldu, kendisine 30 NOK yaklaşık 10 TL gibi bir ücret ödedim, Norveç devletinin kalkınacak biraz daha yeri var ise kalkınması uğruna bir tuğla da ben koyduğum için mutlu oldum. Bergen gezimi Norveç Büyükelçiliği‘nin katkıları ile Batı Norveç Caz Merkezi ve Nattjazz Festivali ev sahipliğinde gerçekleştirdim, bu nedenle festival programı dahilinde gideceğimiz yerler daha önceden belliydi fakat küçücük bir şehir olan Bergen’de ilk günümde kayboldum. Otel’den 5 dakikalık bir mesafeye yürüyüp, 2 saatte geri dönebildim. Hem biraz bilinçli bir kaybolma oldu hem de 2 saat boyunca tüm şehir merkezini yürüyerek gezmiş oldum.

En çok merak edilen konu olan “fiyatlar gerçekten çok pahalı mı?” sorusunu yukarıda suya 10 lira diyerek yanıtlamış oldum ama belki “dünyanın en pahalı şehirleri” listelerinde sürekli Oslo‘yu görmenin yarattığı pahalılık beklentimden dolayı Bergen çok pahalı gelmedi. Yemek açısından en ucuz yerler Burger King ve McDonalds, Whopper gibi bir menüyü orta boy seçeneği ile 100 NOK(30 TL) gibi bir fiyata alabiliyorsunuz. Hatta küçük hamburgerlerden almak isterseniz fiyatları gerçek anlamıyla sudan ucuz oluyor (15 NOK).

Eğer Norveç‘e gelmişken bir balık yiyelim derseniz balık pazarında 70-150 NOK arasında değişen fiyatlar ile fish&chips gibi balık ürünleri bulabiliyorsunuz. Restoranda yerel balıklardan ya dabalina yemek isterseniz de fiyatlar 150-200 NOK arasında değişiyor. Türkiye‘de marketlerde 2 TL’ye bulabildiğimiz Norveç uskumrusunu Bergen‘de 2 TL’ye almak ise bir hayal. Ayrıca Norveçseyahatiniz süresince farklı lezzetler denemek isterseniz geyik eti de restoranların menülerinin popüler parçalarından birisi.

Bergen, 1100 yılında Almanların kurduğu Bryggen ticaret bölgesinin etkisi ile bugün hala mimari olarak diğer Norveç şehirlerinden farklı bir tarza sahip. Ayrıca Bergen, Oslo‘dan sonra 277,600 olan nüfusu ile Norveç‘in en kalabalık şehri ama şehir merkezinde bu kalabalığı asla hissetmiyorsunuz. Kendilerine “siz kaos olmadan nasıl yaşıyorsunuz, sıkılmıyor musunuz?” gibi sorular sorunca “bizde de kaos var, bazen çığ düşüyor, trafik tıkanıyor” gibi tatlı cevaplar aldıktan sonra İstanbul’a dönüp gece trafiğe takılınca biraz üzücü oldu.

Belirli raporlara göre Bergen‘de bulunduğunuz süre boyunca %98 oranında güvendesiniz. Ama Nordik deyince dizileri, filmleri ve kitapları ile akla ilk gelen konulardan birisi ise polisiye. Şehri gezerken de gördüğüm her durumu bir suça bağlamaya çalışsam bile havalimanında pasaport kontrolü dışında hiç polise rastlamadım. Onun dışındaNattjazz Festivali‘nin açılışını yapan Bergen Big Band orkestrası müziklerini ön tarafta sonu polisiyeye bağlanan bir oyun sırasında çaldılar. Ayrıca yan tarafta görebileceğiniz gibi polislerin olay yeri inceleme bantlarını kullanacak yer bulamayıp süs olarak kullanmaları ise çok hoş.

Dört günlük gezim boyunca gündüzleriNutshell Showcase programından, geceleri ise (gerçek gece değil, güneş pek batmadı)Nattjazz Festivali programından bir çok sanatçıyı dinleme şansını elde ettim. Beğendiğim Showcase sanatçıları/ grupları hakkında daha detaylı yazı yazacağım fakat gezdiğim bölgeler ve sanatçılar hakkında yazdığım kısa kısa, günlük yazılara buradan ulaşabilirsiniz.

Bergen gerek kendisi gerek önemli fiyortlara (Hardangerfjord, Lysøen) yakınlığı nedeniyleİskandinavya turunuza eklemeniz hatta kesinlikle görmeniz gereken şehirlerden birisi. Bu nedenle bana böyle bir deneyimi yaşama imkanı sağladıkları için öncelikle Norveç Büyükelçiliği‘ne, Batı Norveç Caz Merkezi‘ne, Nattjazz organizasyonuna ayrıca destekleri için Norveç Dışişleri Bakanlığı,Bergen Şehri, Hordaland Bölgesi, Norveç Caz Federasyonu, Music Norway, ve Bergen Uluslararası Festivali‘nin de içinde bulunduğu birçok kurum ve organizasyona teşekkür ederim.

Nutshell Showcase’de 4.Gün – Ulriken Dağı
20150528_133015
20150527_155005
20150530_171120
20150529_181241_Pano

Kaynak: Nordik Simit

Çok Gezen Çok Tozan, Az Biraz Deli, Biraz da Yazan Çizen, Ucundan Web Tasarımcısı, Çılgın bi Proje Canavarı, Aa Unutmadan Az Buçuk da Fotoğrafçı.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

uzakrota_logo - Kopya

Uzakrota Travel Summit is connecting the biggest companies with the brightest minds and professionals of the travel industry around the world.

Let’s Do It Together

Get subscribed today!